Hayır, Şu an burada değil. İşe gitti. Kim arıyor? | Open Subtitles | لا, ليست هنا الآن, لقد ذهبت الى عملها, من المتصل ؟ |
Şu an satabilecek bir şeyimiz yok. Mahvolduk. | Open Subtitles | نحن لا نملك شيئا نبيعه اياهم الآن لقد قضي علينا |
Şu an müsait değilim. Hatta tam da çıkıyordum. | Open Subtitles | مرحباً، هذا وقت غير مناسب لي الآن لقد كنت أوشك على المغادرة |
şimdi, geçen 24 saat içinde 10,000 mil yolculuk yaptım. | Open Subtitles | الآن , لقد سافرت 10,000 ميل في 24 ساعة الاخيرة |
şimdi aracı tadilata sokma zamanı çünkü yarışın Avustralya ayağı başlamak üzere. | Open Subtitles | الآن لقد حان وقت تعديل عربتك لأن المرحلةالقادمة من السباق إلى أستراليا |
Şu an ona birazda olsa ilham vermek isterdim. O umudunu kaybediyor. | Open Subtitles | ليتني أستطيع إلهامه قليلاً الآن لقد بدأ يفقد الأمل |
Şu an bekleme odandaki tüm o delilerin psikolojileriyle ilgili dosyalarını tek tek hazırladım. | Open Subtitles | الآن, لقد حصلت على الملفات النفسية لكل واحد من أولئك المجانين في غرفة الإنتظار الآن |
Şu an teğmenlik için için beni hazırlıyor. | Open Subtitles | الآن لقد جعلتني ابدأ في الدراسة لاحصل على درجة ملازم |
Şu an bir şey söylemek zorunda değilsin. Bilmen gerektiğini düşündüm. | Open Subtitles | ليس عليك أن تقول أي شيء الآن لقد شعرت فقط انه يجب ان تعرف |
Şu an burada kimse yok. Biraz önce bir grubu çıkardım. | Open Subtitles | لا يوجد أحد هنا الآن لقد هربت مجموعة للتو |
Şu an suç mahallindeyim. Burası düzenlenmiş. | Open Subtitles | أنا في مسرح الجريمة الآن, لقد أُعيد تنظيمه |
HPD Şu an alarmda. Havaya kuşlar salıyorlar. | Open Subtitles | .إن الشرطة في حالة تأهب الآن لقد أطلقوا المروحيات الآن |
Amaç onu korumak fakat Şu an işleri daha da kötüleştirdim. | Open Subtitles | يقع علي واجب حمايته و الآن لقد جعلت الأمور أسوأ |
Şu an konuşamam. Arabam az önce geldi. | Open Subtitles | لا أستطيع التحدث الآن لقد وصلت سيارتي للتو |
Mallory Şu an Cennet'te. Ne zaman ne yapacağını bilirdi. | Open Subtitles | مالوري) في الجنة الآن لقد) عرفت متى يتوجب عليها الذهاب |
Şu an kesinlikle bir saat geçti. | Open Subtitles | الآن لقد مر أكثر من ساعة بالتأكيد |
şimdi geri dönebiliriz. Ateş bükme hakkında umduğumuzdan fazlasını öğrendik bile. | Open Subtitles | نستطيع العودة الآن لقد تعلمنا الكثير عن النار أكثر مما تمنينا |
şimdi, babanla ben bu konuyu tartıştık ve işte son kararımız. | Open Subtitles | الآن , لقد ناقشنا انا وأباك هذه المسألة وهنا خلاصة الكلام |
şimdi ise son kelimelerimi söyledim, fakat tam olarak ne olduklarını bile hatırlamıyorum. | TED | الآن لقد قلت كلماتي الأخيرة ولا اتذكر على وجه التحديد ما كانت تلك الكلمات |
şimdi planktonların yaşamımız için hayati önemini ve onlara ne kadar çok ihtiyacımız olduğunuz biliyorsunuz. | TED | الآن لقد تنبهتم لمدى أهمية العوالق لبقائنا أحياء ولمدى حاجتنا إليها. |
şimdi, aptaldım, ama reddecek kadar da aptal değildim. | TED | الآن لقد كنت غبيا، لكنني لم أكن غبيا لدرجة رفضها. |