| Vassar'dan tatil için gelmiş kız kardeşin gibi davranırım, olur biter. | Open Subtitles | سأتصرف كأننى كنت أختك التى تأتى لقضاء الأجازات |
| - Birbirimize hep yaren olduk, zevklerimizi, bahçe bakımını, tatil parasını paylaştık. | Open Subtitles | نتقسام الأهتمامات, و زراعة الحديقة و نقود الأجازات |
| Ekipteki genç bir kız tatil boyunca kazara burada kilitli kalmış. | Open Subtitles | بنت شابة من الموظين حبست بالصدفة هنا في الأجازات |
| Siz çocuklar, yani senin yaşındaki çocuklar hafta sonları ne yapar? | Open Subtitles | ؟ ماذا يفعلون الأطفال فى عمرك فى الأجازات الأسبوعية؟ |
| Ben hallederim. Hafta sonları hobi olsun diye uğraşıyorum böyle işlerle. | Open Subtitles | أنا أتولى هذا الأمر أقوم بعمل الطبيب في الأجازات الأسبوعية |
| Tatiller sıradan gecelerden daha gergin oluyor. | Open Subtitles | الأجازات تضيف احتكاكا أكثر قليلا بدلا من مجرد ليلة أخرى في هذا، نحن نود إعطاء رجالنا راحة أكثر |
| - tatillerde görüşebilirsin. | Open Subtitles | من المؤكد أن هذا مؤلم بالأخص خلال الأجازات 0 |
| Ayrı bir yük binmek zorunda değil çünkü tatile gerek yok. | Open Subtitles | .. لايجبأنيكون هناك أىضغطفى الأجازات. لأنه ليس من الواجب أَنْ يَكُونَ هناك... |
| Bu doğru. En yüksek intihar oranları, bayramlarda görülür. | Open Subtitles | أنها الحقيقة، الانتحار دائما يرتفع خلال الأجازات |
| Ve tatil nasıl olur bilmiyorum, nasıl gidilir. | Open Subtitles | لا أعرف حتى ما هي الأجازات .. ما الممتع فيها |
| tatil sofraları, okul aile birliği toplantıları ve resitallerin olduğu hayat yerine. | Open Subtitles | الحياة الأخرى التي تشمل تناول العشاء في الأجازات واجتماع أولياء الأمور، والحفلات الموسيقية |
| Akdeniz'deki şu tatil yeri kısmı epey zekiceydi. | Open Subtitles | تلك القصة عن الأجازات الصيفية بالبحر المتوسط كانت رائعة |
| tatil kavgaları bana göre fazla geleneksel. | Open Subtitles | عراك الأجازات فى العادة يفسد شهيتى0 |
| 'Holiday Inn' otelinde her gün tatil ise... | Open Subtitles | ...لو أن كل يوم يكون أجازة بحانة الأجازات |
| tatil günlerinden nefret etmek için başka bir nedene ihtiyacım yok. | Open Subtitles | لن أحتاج لسبب أخر لكى أكره الأجازات |
| Hafta sonları DD oynardık. Ona Büyücü derdik. | Open Subtitles | لقد إعتدنا لعب البوكر معاً في الأجازات كنا نطلق عليه الساحر |
| Hafta sonları üç katı para alıyor. İşi de biraz uzun sürebilirmiş. | Open Subtitles | يحصل على ضعف الراتب في الأجازات و ستكون مجرد وهله |
| Ağır ol. Bu senin hafta sonları yaptığın striptiz dansına benzemez. | Open Subtitles | جميل ، لكن هذا ليس عرض العاهرات الذى تؤديه فى الأجازات الأسبوعية |
| Hafta sonları ya da Tatiller için tutabilirim. | Open Subtitles | أعتقد أنني سأحتفظ به كمنزل ثاني لعطلات نهاية الأسبوع و الأجازات |
| Biliyoruz Tatiller konusunda pek iyi değildik. | Open Subtitles | نعلم بأننا لم نُبلي بلاءً حسناً في أيام الأجازات وما إلى ذلك |
| tatillerde insanın omzuna ayrı bir yük bindiğini biliyorum. | Open Subtitles | أَعْرفُ ان هناك الكثير من الضغطِ الاضافيِ فى الأجازات. |
| Bu adam çok fazla tatile çıkıyor. | Open Subtitles | هذا الرجل يآخذ الكثير من الأجازات |
| Ama biliyor musun, erken kutlamak istedim çünkü orkestra, bayramlarda çalıyor olacak. | Open Subtitles | لكن أتعلمين ، أردت الإحتفال مبكراً لأن الفرقة ستعمل خلال الأجازات |
| Dostum sikerler bayramları. | Open Subtitles | لعنة على الأجازات يا رفيقى |