Tanıştığımızdan beri özellikle son yıllarda bana hep hayat yaşamaya değer, derdin. | Open Subtitles | منذ أن التقينا، وفي السنوات الأخيرة على وجه التحديد، ما فتئت تخبرني، |
- son demlerini yaşıyor zaten. - O blokun tamamını yeniden geliştirmeyi planlıyoruz. | Open Subtitles | هو في أيامه الأخيرة على كل حال نخطط لتطوير ما في الشارع بأكمله |
Birkaç hafta önce, SkySat 1'i tamamladık, üzerine imzamızı attık ve dünyadan son bir kez güle güle diye el salladık. | TED | وقبل أسابيع قليلة جهزنا سكاي سات 1 وضعنا تواقيعنا عليه، ولوحنا له وداعا للمرة الأخيرة على الأرض. |
Kasetteki son şarkı bitene kadar konuştuk. | TED | وظللنا نتحدث حتى الأغنية الأخيرة على الشريط. |
Dizimin son bölümünü izlediğimde, kötü sonu gören yalnızca dizim değildi; | TED | وكان ذلك عن شاهدت الحلقة الأخيرة على الهواء مباشرة، وأدركت بأن العرض ليس هو الفاجعة الوحيدة |
Toplanmaya son dokunuşlar yapılıyordu ve araçlar sıralanmaya başlamıştı. | TED | حيث وُضعت اللمسات الأخيرة على الحزم، وبدأت العربات بالاصطفاف. |
Burası benim için her halükarda son durak. | Open Subtitles | بالنسبة ليّ ، هي المحطة الأخيرة على أي حال |
Hep bana son kadın muamelesi yaptın. | Open Subtitles | لقد عاملتني كأني المرأة الأخيرة على الأرض |
Teşekkürler. son anda Roma biletiyle binmiş. Uçuş kontrol. | Open Subtitles | شكراً لك، في الدقيقة الأخيرة على تذكرة روما أيهاالسيداتوالسادة،طُلِبمنا الأمربالعودةللبوابة |
- Özellikle son yarım saati kastediyorum. | Open Subtitles | و لكني أفكر بالنصف ساعة الأخيرة على التحديد |
Beni, en son bir iş için çağırdığında üçüncü kata ekmek atmıştık. | Open Subtitles | لقد أجبرتني في المرة الأخيرة على رمي خُبزٍ لك من على بعد ثلاثة طوابق |
Bana uğursuzluk getirip son sınıftaki fırsatımı da bu şekilde tepmeme sebep olacaksın. | Open Subtitles | أنت ستجلبي النحس على فرصتي من قضاء هذه السنة الأخيرة على الموضة. |
Özür dilerim, geç kaldım. son gönüllü yemek siparişimi teslim edecektim. | Open Subtitles | أنا كُنْتُ أَجْعلُ وجبات طعامي الأخيرة على تسليمِ العجلاتِ |
son yıllarda, iltica ve mültecileri koruma konularında | Open Subtitles | خلال العدة سنوات الأخيرة على أية حال لديها جماعة نشيطة في الوايتهول |
Biz de TV'de Dünya Anamızın son günlerini realite şovlarında izlerken sevdiklerimize ümitsizce telefonlar açacağız. | Open Subtitles | و سنُجري مُكالمات يائِسَة بالهاتِف النقال معَ أحبائِنا بينما نُشاهدُ أيام أُمنا الأَرض الأخيرة على تلفاز الواقِع |
Yükseleceğini biliyorsa bunun son adım olduğunu düşünüyordur. | Open Subtitles | ربّما يعتقد أنها الخطوة الأخيرة على مسار الارتقاء |
Aynada kendisine son bir kez baktı. | Open Subtitles | لقد ألقت نظرتها الأخيرة على نفسها في المرآة |
Ne kadar sallarsan salla, dona düşer son damla. | Open Subtitles | مهمها هززت وتمايلت تسقط القطرات الأخيرة على سروالك |
Tüm konukların zaten son dakikada gelemeyeceğini söyleyecektir. | Open Subtitles | جميع ضيوفك سيتم إلغائهم على الأرجح في الدقيقة الأخيرة على أية حال |
Düşünme mekânıma gidip, vaftiz babası konuşmamın son noktalarını koymam lazım. | Open Subtitles | حسناً سأذهب إلى بقعة التفكير الخاص بي لأضع اللمسات الأخيرة على خطبتي |