| Bazı şeyler özel olmalı, bir suç savaşçısı için bile. | Open Subtitles | أعني، بعض الأشياء يجب أن تكون خاصة، حتى لمقاتلة الجريمة. |
| Buffy artık başıma bela olamayacağına göre, değiştirmem gereken bazı şeyler var. | Open Subtitles | لقد تبينت الآن بما أنني خارج الصورة بعض الأشياء يجب أن تتغير |
| Böyle şeyler kızın babasına bırakılmalı, en iyisini o bilir. | Open Subtitles | مثل هذه الأشياء يجب أن تترك إلى والد الفتاة الذي يعرف الأفضل لها |
| Bana öyle bakma! Senin tarafındayım. Hayatta bazı şeyleri kabul etmek... | Open Subtitles | لا تعطينى هذه النظرة , أنا بجانبك لكن بعض الأشياء يجب أن تقبلى بها |
| Savunma bütçesi yine kesildi, bazı şeyleri iptal etmeliyiz. | Open Subtitles | ميزانية الدفاع قطعت ثانية وبعض الأشياء يجب أن تنتهى |
| İnanın, bugünün siyasi sisteminin bir parçasıydım, hala bir parçasıyım ve bir şeylerin değişmek zorunda olduğunu biliyorum. | TED | صدقوني لقد كنت و لا زلت جزءاً من النظام السياسي اليوم و أعلم أن بعض الأشياء يجب أن تتغير |
| Hayatta dilemeniz ve hiç dilememeniz gereken... şeyler vardır. | Open Subtitles | هناك بعض الأشياء يجب أن تتمناها وبعض الأشياء لا يجب تمنيها |
| Bu tür şeyler doğal sürecini tamamlamak durumundadır. | Open Subtitles | هذه الأشياء يجب ان تسير فى مسارها الطبيعى |
| Pek hoş olmayan şeyler söyleyeceğim. | Open Subtitles | هناك بعض الأشياء يجب أن أقولها , وليست بالسارة |
| Dediğin gibi, dışarıda olmaması gereken bazı şeyler var. | Open Subtitles | مثلما قلت, هناك بعض الأشياء يجب ألا يُعرَّض لها العالم. |
| Almamız gereken şeyler var. | Open Subtitles | هناك بعض الأشياء يجب أن نقوم بالتقاطها أولا |
| Beni kolladığınız için müteşekkirim ama bana haber vermemeniz gereken bazı şeyler var. | Open Subtitles | أنا أقدر أنكم تحمون ظهرى ولكن هناك بعض الأشياء يجب أن أظل غافلا عنها |
| Yapılacak şeyler vardı, inşa edilecek bir imparatorluk. | Open Subtitles | لتعمل الأشياء يجب عليك بناء أمبراطوريّة. |
| Tehlikeli şeyler bunlar. Kendini kuduz bir maymunla bağlasan aynı şey olur. | Open Subtitles | لا تقول أى شىء أخر هذه الأشياء يجب تثبيتها بقرد سريع |
| Bunlar bir kurdun bilmesi gereken şeyler. | Open Subtitles | .إما أن تكون ميتة أو قريبة من ذلك هذه الأشياء يجب على الذئاب معرفتها |
| Bu her zaman aritmetikle ilgili değil. Bazı şeyleri de kadere bırakacaksın. | Open Subtitles | ليس الأمر دائماً حول الحساب بعض الأشياء يجب أن تواجهها بالإيمان |
| Bazı şeyleri kendimize saklamalıyız, değil mi? | Open Subtitles | بعض الأشياء يجب أن نحتفظ بها لأنفسنا، صح؟ |
| Eğer bütün bu şeyleri yapmak istiyorsak, uzun bir süre boyunca benim yanımda olmak zorundasın. | Open Subtitles | إذا كنا نريد أن نقوم بكل هذه الأشياء يجب عليكِ أن تبقي بجانبي لمدة طويلة |
| Bu adama bazı şeyleri izah etmemiz lazım. | Open Subtitles | بعض الأشياء يجب أن توضح لهذا الرجل. |
| Bu şeylerin birinin içinde para olmalı! | Open Subtitles | أحد هذه الأشياء يجب ان يكون المال بداخلها |
| Onlara çok şeylerin olması gerektiğini söyledim. | Open Subtitles | أخبرتهم أن الكثير من الأشياء يجب أن تحدث. |