| yukarıda gördüğünüz kırmızı noktalar benim izlemediğim fakat beni izleyen davranışsal izleme siteleridir. | TED | النقاط الحمراء التي تشاهدونها في الأعلى هناك هي المواقع التي تتعقب السلوكيات وهي مواقع لم أتصفحها، لكنها تتعقبتي. |
| İyi de o en yukarıda, bizse en aşağıdayız. | Open Subtitles | المشكلة الوحيدة تكمن أنه في الأعلى هناك. |
| Tehlikeli bir konumda, yukarıda dondurucu derecede soğuk bir dış uzay ile aşağıda kızıl ve sıcak bir ocağın ortasındayız. | Open Subtitles | تقع متزعزعةً بين ثلاجة التبريد للفضاء في الأعلى هناك وفرنٌ ملتهبٌ في الأسفل هناك. |
| Bu aşağıdaki hasat ve yukarı da ki hasatçı. | Open Subtitles | حصاد هذا يتم في الأعلى والأسفل وتحت ذلك والمحصل في الأعلى هناك |
| Atış yukarıdan, soldan geldi. | Open Subtitles | الطلقة أتت من الأعلى هناك , ثم إلى الجهة اليسرى |
| Sanırım şimşek için buluta ihtiyacın var. Yukarıdaki kuşa bak. | Open Subtitles | أظننا نحتاج الى غيوم ليدوي الرعد انظر الى هذا الطير في الأعلى هناك |
| # Çünkü babanı o kadar yükseklerde babam tutuyor # | Open Subtitles | لأن والدي هو من يجعل والدك في الأعلى هناك |
| yukarıda bir yerde uzay gemisi var. Bu gezegeni yakıp kül edecek. | Open Subtitles | في مكان ما في الأعلى هناك سفينة فضائية ستحرق الكوكب |
| yukarıda görüşürüz. Annen iyileşecek. | Open Subtitles | أراكم في الأعلى هناك. سوف تكون على مايرام. |
| Annen yukarıda bir yerlerde ama sevgisi, sonsuza dek yanında olacak. | Open Subtitles | ربما تكون أمك في الأعلى هناك لكن حبها سوف يرافقك الى الأبد. |
| Tamam, yukarıda insanların suratını çizen bir şeyler var. | Open Subtitles | حسناً، لدينا أشياء في الأعلى هناك تخدش وجوه الناس |
| Komik, öyle değil mi, ...sen yukarıda olacaksın, bende aşağıda, ring de olacağım. | Open Subtitles | إنه مضحك ، أليس كذلك ؟ لأنك ستكون في الأعلى هناك و أنا بالقرب من المضمار في الأسفل |
| Bir devamlılık mevcut. Ancak tabii ki hala yukarıda Kongo var. Tarihte olduğu gibi hala fakir ülkeler var. | TED | وأصبح لدينا عالم متصل. ولكن ما يزال هناك, بالطبع الكونغو, في الأعلى هناك. ما زال هناك بلدان فقيرة كما كان الحال دائما في التاريخ. |
| Tam yukarıda, sol tarafta. | Open Subtitles | مرحباً في الأعلى هناك على اليسار |
| yukarıda neden kalmamış olabilirler ki dedi. | Open Subtitles | قال: "لماذا لم يبقوا في الأعلى هناك وحسب؟" |
| Bu sitenin adresi yukarıda yazıyor, şurada görebiliyoruz microshaft.com, ve tarayıcımız bu muzır paketlerinden birine denk gelmiş gibi çöküyor ve "sahte" bir antivirüs beliriyor. | TED | عنوان ذلك الموقع في الأعلى هناك كما ترون، microshaft.com. المتصفح يتعطل حينما يصطدم بإحدى تلك الأحزمة، ويقوم بفتح برنامج حماية ضد الفايروسات مزيف. |
| (Gülüşmeler) Bu arada, burada yukarıda gördüğünüz sanal kasların içine yerleştirilmiş sinirsel hareketlenmeler. | TED | (ضحك) الآن ، ما ترى ، بالمناسبة ، في الأعلى هناك ، هي بعض التفاعلات العصبية يجري إدخالها إلى العضلات الافتراضية |
| Sen yukarı çık, ben de filmden önce gelirim tamam mı? | Open Subtitles | , أنظري , أنتي إذهبي للأعلى , و أنا سوف أكون في الأعلى هناك قبل الفلم حسنا ؟ |
| - Sizi yukarı çıkarmayayım mı? - Hayır, sağol. | Open Subtitles | هل تريدنى أن أخذك إلى الأعلى هناك ؟ |
| yukarıdan başlıyor... ve burada bitiyor. | Open Subtitles | إنّها تبدأ من الأعلى هناك حتّى ذلك المكان |
| Yukarıdaki kitaplar için üzüldüm. Neden üzüldün onlar için? | Open Subtitles | اشعر بالأسف من أجل الكتب التي في الأعلى هناك و لم تشعرين بالأسف عليها ؟ |
| # Baban bu sayede o kadar yükseklerde # | Open Subtitles | وهذا ما يجعل والدك في الأعلى هناك |