| Arkadaş olduğumuz sürece, "bir tür akraba" olmaya itirazım yok. | Open Subtitles | أنا لا أمانع كوني نوع من الأقرباء طالما نحن أصدقاء حسن |
| Fakat bazen yaşayan bir akraba bulmak imkânsız oluyor. | Open Subtitles | لكن في بعض الأحيان من المستحيل البحث عن الأقرباء أحياء لمالك أصل |
| Yaptığı nakil sadece kız kardeşiyle aynı kan grubu oldukları için işe yaramıştı, ki bu durumun yakın akrabalar arasında bile garantisi yoktur. | TED | فقد نجح نقله للدّم فقط لأنّه هو وشقيقته يحملون فصيلة الدم نفسها بالمصادفة؛ وهو أمر غيرِ مضمون، حتى في أقرب الأقرباء. |
| Hani hep söylenir ya, "fakir akrabalar" diye işte onlardan biriyim. | Open Subtitles | أنا أحد أولئك الأقرباء الفقراء الذين يقال عنهم |
| Trende, Kasztner'in akrabaları ve yaşadığı şehir olan Kolozsvar'ın halkı aşırı bir şekilde temsil ediliyorlardı | Open Subtitles | ممثّل بشكل هائل على القطار كانوا "الأقرباء الخاصين لـ "كازستنر "وناس من مدينته الأم "كلوشفار |
| Babam öldüğünde acımasız akrabalarımız anneme kalan az bir malı elinden alarak, bizi yoksul bıraktılar. | Open Subtitles | عندماماتأبي . بعض الأقرباء ، عديمو الرحمة .. سرقوامن أمي. |
| Kardeşlerin, yakın akrabaların haricinde başkalarının erkekleriyle konuşmak, sohbet etmek yok. | Open Subtitles | لا يجب عليكِ التحدث مع . . الرجال الآخرين غير اخوتكِ و ممنوع على الأقرباء ، عليكِ أن تفعلين . |
| O akrabam bile değil. O bir tür akraba, ama tam olarak değil. | Open Subtitles | أنها نوعا من الأقرباء,لكن ليس حقيقيا |
| Aile üyesi, belki belki de bir akraba... | Open Subtitles | أهي أحد الأقرباء, أو عشيقة, أم ماذا؟ |
| - Beni incelemişsindir sanırım. - En yakın akraba genelde ilk şüpheli olur. | Open Subtitles | اعتقد أنك اطلعت على ملفي - عادة مايكون الأقرباء هم أول المشتبه فيهم - |
| Maalesef ki, annem yakın akraba olarak evraklara işlenmiş. | Open Subtitles | وللأسف هي موثقة كأقرب الأقرباء |
| Hani hep söylenir ya, "fakir akrabalar" diye işte onlardan biriyim. | Open Subtitles | أنا أحد أولئك الأقرباء الفقراء الذين يقال عنهم |
| Yaşayan akrabalar ve aile üyeleriyle ilgili detaylar gerek. | Open Subtitles | أحتاج التفاصيل عن الأقرباء الاحياء أبويك والأجداد |
| PGM türleri, akrabalar için aynıdır. | Open Subtitles | أنواع بي جي إم الفرعية مماثلة بين الأقرباء. |
| Brass, Jill'in avukatıyla akrabaları hakkında konuştu. | Open Subtitles | " براس " تحدث مع محامي " جيل " لأجل الأقرباء المباشرين |
| Sadece Sasahara ailesini değil, diğer tüm akrabaları da tehlikeye atacaksın. | Open Subtitles | ،(ليس فقط عائلة (ساساهارا لكننا نحن الأقرباء سنتعرض أيضا للخطر |
| Yıllardır görmediğimiz akrabalarımız, davet ediliyor. | Open Subtitles | إنكم تدعون الأقرباء الذين لم نرهم منذ سنوات |
| Hoş geldiniz öğretmenler, anne babalar, üvey anne babalar, kardeşler, anne babalarımızın sevgilileri, akrabalarımız, anne ve babalarımızın, teyze amca desek de öyle olmayan dostları. | Open Subtitles | مرحباً بالمعلمين ، الأباء زوجات الأباء ، أزواج الأمهات ، الأشقاء عشيقات الأباء ، وعشاق الأمهات كل أنوع الأقرباء |
| Cesedi görmek yakın akrabaların hakkı. | Open Subtitles | أقرب الأقرباء له الحق في رؤية المتوفي |
| Almanya'da bir sürü akrabam var Allah bilir bu da onlardan biridir. | Open Subtitles | حصلت على الكثير من الأقرباء في ألمانيا. لكل أعرف هذا الرجل قد يكون أحدهم. |
| Ama en muhtemel kişi yine bir akrabası öyle değil mi? | Open Subtitles | لكن الرهان الأفضل هو أحد الأقرباء صحيح ؟ |
| En yakın akrabaya gider. | Open Subtitles | يذهب إلى أقرب الأقرباء |
| Bir akrabanın ortaya çıkmasını beklemek zorundayız. | Open Subtitles | يجب أن ننتظر على أقرب الأقرباء المقبلة، أفترض. |