| Evet ama bir boğaya en yakın oldukları yer McDonalds | Open Subtitles | رعاة بقر؟ نعم، لكن الأقربَ أنهم جاؤوا إلى بقرة ماكدونالدز |
| Acil bir telefon görüşmesi yapmam gerekti de. En yakın telefon buradaydı. | Open Subtitles | كُنْتُ اجري إتِّصال فقط وهذا كَانَ الهاتفَ الأقربَ |
| Çünkü bu senin sevişmene en yakın şeydi. | Open Subtitles | لأنه كَانَ الشيءَ الأقربَ أنت يُمْكِنُ أَنْ تَصلَ إلى تُصبحُ وَضعتَ. |
| Tahminimce görebileceğim evlat fonuna yakın tek şey babamın bana mezuniyet sonrası aldığı araba olacak | Open Subtitles | أَعتقد بأن السيارةَ الذي أعطاني أَبِّي بعد التخّرجِ كَانَ الشيءَ الأقربَ للأئتمان الذي سَأَراهـ للأبدً. |
| En yakın düzenliordu Victory Passde. | Open Subtitles | إنّ الجيشَ المنتظمَ الأقربَ في ترخيصِ النصرِ. |
| En yakın market orasıydı. | Open Subtitles | Uh، deli الكوري. هو كَانَ المكانَ الأقربَ أنا يُمْكِنُ أَنْ أَجِدَ. |
| En yakın yer ise... | Open Subtitles | إنّ المكانَ الأقربَ هو.. |
| Yani şempanzelere çok yakın olan bizler tarafından. | Open Subtitles | قريب الشمبانزي الأقربَ أنفسنا |