| NSA, uydu gözetiminin bir açığını bulduklarını düşünüyor. | Open Subtitles | تعتقدُ وكالةُ الأمنِ القوميّ أنّ مُضادّاً قد حجب مراقبتنا عن طريق الأقمار الصناعيّة | 
| uydu bakım ofisinde | Open Subtitles | أشرف على فريق من الفنيين في مكاتب صيانة الأقمار الصناعيّة | 
| uydu bakımı hakkında yazdığım Bir kitapçığı ona vermemi istedi. | Open Subtitles | طلبت منّي دليل أكتبه على صيانة الأقمار الصناعيّة | 
| Uydunun göremeyeceği bir yerde onu durdurup programı kopyalayacağız. | Open Subtitles | نتّجه لمكانٍ لا تراه الأقمار الصناعيّة ونجد لنا نسخة | 
| Yörüngeden her gün uydular düşüyor. Neden bu atmosfere girince yanmasın ki? | Open Subtitles | الأقمار الصناعيّة تخرج من مداراتها كلّ يوم، فلمَ لن يحترق هذا القمر عند دخوله المجال الجوّي؟ | 
| Ki bu çabalar uydu yardımıyla uçak ve tekneleri takip etmeyi kapsıyor. | Open Subtitles | التي تنطوي على تتبّع الطائرات والزوارق باستخدام صُور الأقمار الصناعيّة. | 
| uydu fotoğraflarından yatını takip etti. | Open Subtitles | تعقبت قاربك باستخدام صُور الأقمار الصناعيّة. | 
| İçinde ordu uydu ağına açılan şifreleme sisteminin olduğu modül bu! | Open Subtitles | هذه هي تلك الوحدة التي تضمّ نظام التشفير الذي يُمثّل بوّابة لشبكة الأقمار الصناعيّة العسكريّة. | 
| Evet. uydu telefonlarının idaresi onun elinde. | Open Subtitles | بلى، إنّه يملك مفاتيح هواتف الأقمار الصناعيّة. | 
| uydu güç birimlerinin yerini belirlendi. | Open Subtitles | الأقمار الصناعيّة حدّدت مكانها | 
| NSA uydu arşivlerine bakıp yerini tespit etmeye çalışabiliriz. | Open Subtitles | بإمكاننا ولوج أرشيف الأقمار الصناعيّة لوكالة الأمن القوميّ، لنرى إن كنّا نستطيع إيجاده... | 
| Şu anda ne üzerinde çalışıyorsun? uydu bakım ofisinde | Open Subtitles | "إنّي أشرف على فريق من الفنيين في مكاتب صيانة الأقمار الصناعيّة" | 
| Roger Bosley, uydu departmanındaki satış ve hesapların eski sorumlusu. | Open Subtitles | (روجر بوسلي). نائب رئيس المبيعات والحسابات في قسم الأقمار الصناعيّة. | 
| Manyetik rezonans uydu bağlantısını düşürür... | Open Subtitles | الرنين المغناطيسي يتنقل باستمرار من خلال إرسال الأقمار الصناعيّة التصويريّة... | 
| Bu Beckett'ın bahsettiği uydu görüntüsü olmalı! | Open Subtitles | لابدّ أنّ هذه هي لقطات الأقمار الصناعيّة التي كانت تتحدّث عنها (بيكيت). | 
| Bu yüzden çaldı ben bazı uydu zaman avlamak için Patrick Jane. | Open Subtitles | لذا سرقتُ بعض الأقمار الصناعيّة للبحث عن (باتريك جاين). | 
| Ama Snowden NSA'da çalışmıyordu. uydu ofisinde çalışıyordu. | Open Subtitles | الأمر ومافيه أنّ (سنودن) لمْ يعمل لحساب (وكالة الأمن القومي)، بل في مكتب الأقمار الصناعيّة. | 
| Doğru, fakat uydu görüntülerini kullanarak, onları Long Beach Limanı'na kadar izledik. | Open Subtitles | صحيح، لكننا تعقبناهم إلى مرفأ (لونغ بيش) عبر لقطات الأقمار الصناعيّة. | 
| Uydunun bakımı ile ilgilenen Dört NASA çalışanının | Open Subtitles | الذين ساهموا في صيانة الأقمار الصناعيّة | 
| İkindiyle saat 5 arasında uydular bölgeyi görmüyor. | Open Subtitles | ستتعطّل الأقمار الصناعيّة عندها |