| Bu iki büyük boksörün yarışması gelecek yılın en önemli olayı olacak. | Open Subtitles | الاسمان الأكبر في عالم الملاكمة ..سوف يتلاقون في وقت ما من السنة القادمة |
| İlgilendiği en önemli şeyler, arkadaşları ile eğlenmek ve ailesinin tepesini attıracak yeni yaratıcı yollar bulmaktan ibaretti. | Open Subtitles | مخاوفها الأكبر في الحياةِ كَانتْ الاستمتاع مَع أصدقائِها وإيجاد طرق جديدة ومبدعة لإغضاب أبويها |
| Beş ay önce, Kuzey Avrupa'daki en büyük üniversite hastanesinde bir çalışma yürüttüm. | TED | قبل خمسة أشهر، كنت قائداً لورشة عمل في المستشفى الجامعي الأكبر في شمال أوروبا. |
| Bu ova tapiri, benim çalıştığım tapir türü, Güney Amerika'daki en büyük karasal memeli. | TED | هذا هو التابير الذي يعيش في الأراضي المنخفضة نوع التابير الذي أعمل عليه الثدييات البرية الأكبر في أمريكا الجنوبية |
| ~~~~~ Çalan Şarkı ~~~~~ I Fought The Law (The Clash) Loomis Fargo soygunu, hala Birleşik Devlet tarihinin en büyük soygunları arasında. | Open Subtitles | "سرقة (لوميس فارقو) تبقى الأكبر في تاريخ الولايات المتحدة " |
| "Bugün hâlâ Loomis Fargo soygunu Amerika tarihinin en büyük soygunları arasında." | Open Subtitles | "سرقة (لوميس فارقو) تبقى الأكبر في تاريخ الولايات المتحدة " |
| Ailenin en büyüğü oydu ve ailesi, bir erkek bebek istiyordu. | TED | كانت الأكبر في عائلتها وعندما اقتربت ولادتها تمني والدها ولد |
| Çünkü bu parti sadece bir Aralık ayı partisi değil -ki moda dergileri tarihinin en büyük partisi olacak-... | Open Subtitles | ،وهذا أمر جيد، لأن هذه الحفلة ،ليست فقط حول إصدار مجلة ديسمبر الذي هو الأكبر في تاريخ .مجلات الموضة |
| Burası Viyana'daki en büyük çocuk hastanesi. | Open Subtitles | هذا مستشفى الأطفال الأكبر في (فيينا) |
| Diğerlerine kıyasla kitlesel yok oluşa sebep olan en önemli faktör doğal yaşam alanlarını yok etmek ve bu alanları ekilebilir arazilere çevirmektir. | Open Subtitles | حتى الآن، وبعيدا، العامل الأكبر في شروط هذا الانقراض الجماعي وتدمير الموائل الطبيعية أو تحويل الموائل الطبيعية |
| Bu, yıllardır davadaki en önemli ipucu. | Open Subtitles | إنّه الخيط الأكبر في هذه القضيّة منذ سنوات. |
| Ve bu Cumartesi Fremont maçın var, fikstürdeki en önemli maç. | Open Subtitles | ولديك مباراة مع " فريمونت " هذا السبت المباراة الأكبر في جدولك |
| Sana Manhattan'daki en büyük bifteği ısmarlayacağım. | Open Subtitles | سأشتريك شريحة لحم البقر الأكبر في مانهاتن. تسمعني؟ |
| Sözde yer yatağının keşfinden beri Tokyo'daki en büyük icat olacakmış. | Open Subtitles | يفترض بها أن تكون الحدث الأكبر في طوكيو منذ إخترعوا الأسرة الأرضية |
| Avrupa'daki en büyük döküm olacak. Ağzından çıkanı kulağın duyuyor mu Ivan? | Open Subtitles | -إنها الأكبر في أوروبا هل يمكنك الإستماع لنفسك ( إيفان ) ؟ |
| Gördüğünüz gibi Hollanda küçük grubun en büyüğü. | TED | أنتم ترون هولندا نوع ما الأكبر في مجموعة صغيرة. |
| O kadar büyük ki, dünyanın en büyüğü. | Open Subtitles | وأصبحت كبيرة بل الأكبر في العالم هل هو محزن لهذه الدرجة؟ |
| Ayrıca insanlık tarihinin en büyük uzay gemisini Fred Johnson inşa ediyor. | Open Subtitles | و " فريد جونسون " يبني سفينة الفضاء الأكبر في التاريخ البشري |
| Soygun Amerikan tarihinin en büyüğü olarak kayıtlara geçti. | Open Subtitles | "تعد هذه السرقة الأكبر في تاريخ الولايات المتحدة" |
| Sınıfımdaki en büyük çocuk benim! | Open Subtitles | ! أنا الأكبر في صفي |