İçimden bir ses ihtiyar Abe Schminken'in Her şeyi bozabileceğini söylüyor. | Open Subtitles | عندي إحساس بأن أبي منكين سيفسد الأمر برمّته |
Bu fikirde Her şeyi çocukların bakış açısından görmek daha yaratıcı olur bence. | Open Subtitles | أتعلمين، كنت أحوم حول فكرة برؤية الأمر برمّته من أعين الأطفال. |
Tüm bunlar hakkında kendisi ne düşünüyor onu çok merak ediyorum. | Open Subtitles | سأكون مهتماً جداً أن أعرف شعوره بشأن هذا الأمر برمّته |
Tüm bunlar biraz fazla usta işiydi. Fazla karmaşıktı. | Open Subtitles | الأمر برمّته كان ماكرًا، ومعقّدًا جدًّا. |
Bu hayat sona erdiğinde ise Tanrı'nın karşısında durup her şeyin bir Fransızın şakası olduğunu söylemeye çalışırsın. | Open Subtitles | وحين تنتهي الحياة وتقفينأمامالربّ... حسناً، حاولي إخباره أنّ الأمر برمّته كان مزحة رجل فرنسي |
Bütün bu olay bir numara. Bu numaraya düşüp düşmemek bizim elimizde. | Open Subtitles | الأمر برمّته تمثيليّة وإما أن ننخدع بها أو لا |
Evet. O yüzden acaba tüm bunları iptal edebilir miyiz? | Open Subtitles | حسناً، كنّا نتسائل في الحقيقة إن كان إلغاء هذا الأمر برمّته |
Daniel, eğer tutuklanırsan bir ceza avukatına ihtiyacın olacak ve olay tümüyle benim kontrolümden çıkacak ama şu raporun peşine düşmeme izin verir... | Open Subtitles | (دانيال)، لو تمّ إلقاء القبض عليك، ستكون بحاجة لمحامي دفاع، و هذا الأمر برمّته سيخرج عن نطاق سيطرتي، لكن لو سمحت لي بملاحقة هذا التقرير... |
Evet. Her şeyi tekrar düşünmem gerek. | Open Subtitles | عليّ إعادة التفكير في الأمر برمّته |
Lynch'in Her şeyi eline yüzüne bulaştırdığını anlatması için yeter. | Open Subtitles | الأمرُ بسيطٌ كفايةً كي يبدو أن (لِنش) أفشل الأمر برمّته. |
Tek sayılar, Her şeyi mahvedecek. | Open Subtitles | العدد الفردي سيدمّر الأمر برمّته |
Tüm bunlar sona erdiğinde de onun hayatından çıkıp gideceksin öyle mi? | Open Subtitles | وحين ينتهي ذلك الأمر برمّته فستخرج من حياتها |
Senin bir hata olduğunu biliyordum. Tüm bunlar bir hataydı. | Open Subtitles | علمت أن علاقتي بك خطأ، الأمر برمّته كان خطأ. |
Size söylüyorum, Tüm bunlar hileden ibaret. | Open Subtitles | إنني أقول لكم، الأمر مزوّر، الأمر برمّته مزوّر |
her şeyin bir numara olduğunu düşünüyor. | Open Subtitles | -يعتقد أنها تمثيل . -يعتقد أن الأمر برمّته تمثيل . |
"...her şeyin yerli yerine oturacağını" | Open Subtitles | " حسنًا ، كان الأمر برمّته يسير بسلاسة |
- Yoksa seni her şeyin dışında bırakırım. | Open Subtitles | وإلا سأعفيك من الأمر برمّته |
Bütün bu planı şen kurmuşken, seni aldatıp, evliliğimizi yıktığım için kendimi iğrenç hissetmeme neden olduğuna inanamıyorum. | Open Subtitles | لا أستطيع تصديق أنني شعرت بالذنب حيال خيانتي لكِ ولتحطيمي لزواجنا، بينما قمتِ أنتِ بتنظيم الأمر برمّته |
Bütün bu olay. | Open Subtitles | الأمر برمّته خطأي كلّ ذلك خطأي |
ne düşünüyordun,tüm bunları planlayacaksın ve ben doğruyu mu söyleyeceğim? | Open Subtitles | ماذا كنت تعتقد، ستخطط لهذا الأمر برمّته وأنا سأخبرك بالحقيقة ؟ |
Sonra da kızı öldürerek tüm bunları kızın fikriymiş gibi gösterdi. | Open Subtitles | ثمّ قتلها، وجعل هذا الأمر برمّته يبدو وكأنّه من فكرتها. |
Daniel, eğer tutuklanırsan bir ceza avukatına ihtiyacın olacak ve olay tümüyle benim kontrolümden çıkacak ama şu raporun peşine düşmeme izin verir... | Open Subtitles | (دانيال)، لو تمّ إلقاء القبض عليك، ستكون بحاجة لمحامي دفاع، و هذا الأمر برمّته سيخرج عن نطاق سيطرتي، لكن لو سمحت لي بملاحقة هذا التقرير... |