Söylediklerin ne kadar güven verici olsa da birçok insan Böyle algılamaz. | Open Subtitles | يبدو ذلك مطمئناً الكثير من الأشحاص لا يرون الأمر على هذا النحو |
Buradaki hiç kimse bizim kim olduğumuzu bilmiyor ve bu, Böyle kalacak. | Open Subtitles | ما مِنْ أحد هنا يعرف مَنْ نكون وسيبقى الأمر على هذا الحال |
Ve işler Böyle giderse, yapacak işimiz kalmayacak. | TED | واذا استمر الأمر على هذا الحال ، سيكون كل شيء قد انتهى. |
Eğer öyle kalmasını istiyorsan o zaman bu işi halletmeme izin ver. | Open Subtitles | إن أردت ابقاء الأمر على هذا النحو فعليك أن تدعني اتولى هذا |
Gidip keyfine göre kimseyi öldüremez. Bu işler öyle işlemez. | Open Subtitles | لا يستطيع قتلها هكذا لا يتم الأمر على هذا النحو |
Komite bu şekilde görmüyor. Onlar operasyonu kötü idare ettiğini düşünüyorlar. | Open Subtitles | اللجنة لا ترى الأمر على هذا النحو بل يرونه على عملك وجهدك. |
- Biliyor musun bu şekilde düşünmemiştim. | Open Subtitles | أنا لم أفكر في الأمر على هذا النحو. أنت على حق. أنت على حق. |
Subayların ve öğrencilerin çoğu yaşadığım bu hayal kırıklığı kaynaklı şoka anlayış gösterdiler ve neden Böyle olmak zorunda olduğunu merak ettiler. | TED | تعاطف الكثير من الضباط والطلاب العسكريين مع هذه الصدمة المفاجأة من خيبة الأمل، متسائلين لمَ ينبغي أن ينتهي الأمر على هذا النحو؟ |
Çoğu insanın olayı Böyle görmediğini biliyorum. | TED | أعرف أن معظمكم لا يرى الأمر على هذا الشكل. |
Muhtemelen hiçbirimiz Böyle bir şey olacağını tahmin etmiyordu. | Open Subtitles | على الأرجح فان أحداً منا لم يكن يتخيل أن يكون الأمر على هذا النحو |
Johnny Böyle isterdi. | Open Subtitles | نشعر بأن جوني كان يريد أن يكون الأمر على هذا النحو |
Sanırım Böyle sona ereceğini biliyordun. | Open Subtitles | أفترض أنك كنت تعرف أنه سينتهي الأمر على هذا النحو |
Kimse Springfield'da olduğumuzu bilmiyor, ve Böyle devam etmesini istiyoruz. | Open Subtitles | لكن انظر ، لا أحد يعلم بوجودنا هنا ونريد أنّ نبقي الأمر على هذا النحو |
Böyle giderse yakında dost olup çıkarız. | Open Subtitles | اذا استمر الأمر على هذا النحو سوف نصبح صديقين قريباً |
Böyle devam edersen, yemin ederim 50 dolar karşılığında suratını asitle yeniden şekillendirecek adamlar tanıyorum. | Open Subtitles | إذا استمر الأمر على هذا الحال أنا أعرف أناس من أجل 50 دولار سوف يشوهون وجهك بالحامض |
Eğer işler Böyle devam ederse, sandalye getirip,yılbaşı öncesi yemeğini de burda yemek zorunda kalacağız. | Open Subtitles | وإن استمر الأمر على هذا المنوال فسأضطر لجلب كرسي وتناول عشاء الكريسماس هنا |
Hayır, Efendim. öyle olsaydı, buraya gelmek beni mutlu ederdi | Open Subtitles | لا يا صاحب السمو ، إذا كان الأمر على هذا النحو لكانت مهمتى أكثر سعادة |
Bu konuyu bilen tek kişi sensin. öyle de kalacak. | Open Subtitles | أنت الوحيد الذى يعرف وسيبقى الأمر على هذا الحال |
İkincisi, bu iş bu şekilde biterse, ne olursa olsun kahraman olamazsın. | Open Subtitles | و هذا واحد من مليون شيء ثانياً إذا انتهى الأمر على هذا النحو |
Ben de başkasını mahvettim, eminim o da başka birisini ve bu şekilde devam etti. | Open Subtitles | و أنا خدعت الشخص التالي , و أنا متأكد من أنه خدع شخص آخر و استمر الأمر على هذا النحو |