| Demek istediğim, meseleyi sokaktaki suça getirmek istiyoruz, ...ama Mesele bu şeyler ile igili değil, her şeyi kapsıyor. | Open Subtitles | أعني, نريد أن نجعل الأمر متعلقاً بالجرائم في الشوارع ..وكل هذا, ولكن الأمر ليس متعلقاً بالأشياء بل بكل شيء |
| Mesele paraysa seni yanlis degerlendirmisim dogrusu. | Open Subtitles | إن كام الأمر متعلقاً بالمال يجب أن أقول باني قد حكمت عليك بشكل خاطئ |
| Mesele para değil Peter. | Open Subtitles | ليس الأمر متعلقاً بالمال يابيتر |
| Bu onunla alakalı değil. Bu bizimle alakalı. | Open Subtitles | لم يكن الأمر متعلقاً بها بل كان متعلقاً بنا |
| Aklına seksle alakalı şeyler gelmesin. Bundan çok daha fazlasıydı. | Open Subtitles | لم يكن الأمر متعلقاً بالحُب على الأطلاق، كان أكبر من ذلك بكثير. |
| Çok seksi. Ne kadar seksi olduğuyla ilgili değil ki Mesele. | Open Subtitles | ليس الأمر متعلقاً بكم هي مثيرة. |
| Mesele asla çocuklar değildir. | Open Subtitles | لم يكن الأمر متعلقاً بالأطفال أبداً |
| Mesele oysa, pes etmemen gerekir. | Open Subtitles | إذا جعلت الأمر متعلقاً بها فلتستمري فيه |
| Mesele sadece sen değildin. | Open Subtitles | لم يكن الأمر متعلقاً بك وحسب |
| Mesele kolye değil, Sam. | Open Subtitles | ليس الأمر متعلقاً بالعقد ، (سام) |
| Bu Mesele artık üçümüzü aştı. | Open Subtitles | لم يعد هذا الأمر متعلقاً بي وبك و(بيتر) |
| Mesele hiçbir zaman para olmadı Mandy. | Open Subtitles | -ليس الأمر متعلقاً بالمال يا (ماندي ). |
| Postalarını açmamla alakalı mı? | Open Subtitles | أليس الأمر متعلقاً بفتحي لبريدك؟ |
| Durum eylemin faydalı olup olmamasıyla alakalı değil. | Open Subtitles | ليس الأمر متعلقاً بكون الحدث مفيد |
| Seninle alakalı değildi Jimmy. Biliyorum. | Open Subtitles | (لم يكن الأمر متعلقاً بكَ يا (جيمي - أعلم - |
| Seninle alakalı değildi Jimmy. Biliyorum. | Open Subtitles | (لم يكن الأمر متعلقاً بكَ يا (جيمي - أعلم - |