| Ve bugün, Haryana'daki bir okula gittiğinizde, her şey farklı görünüyor. | TED | إذًا اليوم، عندما تذهب إلى مدرسة في هاريانا، تبدو الأمور مختلفة. |
| Daha önce buraya hiç gelmemiş. Sanırım her şey farklı görünmüş. | Open Subtitles | لم يأت هنا من قبل أظن الأمور مختلفة عليه قليلاَ |
| Ve şimdi ilk defa işler değişti. | Open Subtitles | والآن ولأول مرّة، الأمور مختلفة |
| Kardeşin için işler değişti artık. | Open Subtitles | الأمور مختلفة بالنسبة إلى أخيك |
| Ama işler farklı gitseydi... yani sen donun bileklerinde uyumasaydın, kim bilir? | Open Subtitles | و لو كانت الأمور مختلفة وكنت مررت وبنطالك حول كاحل قدمك، فمن يعلم؟ |
| Senin için durum farklı. | Open Subtitles | - الأمور مختلفة بالنسبة لك - لقد قلت هذا طوال حياتي |
| Ve kim bilir... kılıcımı yeniden kazandığımda, belki bazı şeyler... farklı olacak. | Open Subtitles | ومن يدري.. عندما أسترجع سيفي، ربما تصبح الأمور مختلفة |
| Daha fazla sivil direniş olsaydı, olaylar farklı olabilirdi. | Open Subtitles | لو كان يوجد شجاعة مجتمع مدني أكثر لكانت الأمور مختلفة |
| Bazı şeylerin farklı olmasını dilediğimizi... | Open Subtitles | و كيف نتمنى لو كانت الأمور مختلفة ؟ |
| Sonra. Dikkatli ol. Burada işler farklıdır. | Open Subtitles | فقط إحترس، الأمور مختلفة هنا |
| Yüzün ve vücudun artık onarılabilir ancak şu anda her şey farklı. | Open Subtitles | ووجهك وجسدك سيتم معالجتهم الآن بالطبع ولكن الأمور مختلفة كثيرا الآن |
| Seninle takılmak eskiden eğlenceliydi. Ama şimdi her şey farklı. Bilirsin, insanlar büyürler ve hatalarına devam ederler. | Open Subtitles | صحيح, إلا أنّ الأمور مختلفة الآن, تعلمين, الناس تكبر بالسّن, ينتقلون, يعيشون حياتهم الخاصّة. |
| Bazen düşünüyorum ki eğer biraz daha cesur olsaydım bugün çok şey farklı olabilirdi. | Open Subtitles | أحياناً، أظنُّ لو أنني كنت أشجع قليلاً لكانت الأمور مختلفة اليوم. |
| Her şey farklı olsaydı, çok yakın iki kardeş olurduk. | Open Subtitles | كنا سنكون أقرب من الأخوة لو كانت الأمور مختلفة |
| - İşler değişti. | Open Subtitles | الأمور مختلفة هنا |
| Artık işler değişti, dostum. | Open Subtitles | الأمور مختلفة الآن، يا رجل |
| - İşler değişti artık. | Open Subtitles | الأمور مختلفة الآن |
| Keşke işler farklı olsaydı. | Open Subtitles | كنت أتمنى لو كانت الأمور مختلفة , أنت تعلم أتمنى لو تكون فقط |
| Onun gibi bir öğretmenim olsaydı işler farklı olabilirdi. | Open Subtitles | إذا كنت أملك معلمة مثلها في مدرستي, فربما كانت الأمور مختلفة بالنسبة لي |
| Traugott yönetimi geri aldı artık burada işler farklı olacak. | Open Subtitles | تراغوت عاد للقيادة ستكون الأمور مختلفة هنا |
| Eğer durum farklı olsaydı hala her yerde hep seni takip ediyor olurdum. | Open Subtitles | لو كانت الأمور مختلفة... . كنت سأظل أتبعك أيضاً طوال الوقت... |
| Bir şeyler farklı, sadece çok hızlı ilerliyor kızınla aran nasıl gidiyor Ray? | Open Subtitles | الأمور مختلفة , الاشياء تتحرك فقط حتى أسرع بكثير. كيف تسير الأمور مع ابنتك , راي؟ |
| olaylar farklı olsaydı diye diliyorum. | Open Subtitles | ليت الأمور مختلفة |
| Sonra. Dikkatli ol. Burada işler farklıdır. | Open Subtitles | فقط إحترس، الأمور مختلفة هنا |