| Belki de dünya üzerinde penis kıskançlığı çeken tek erkek olan bu tüylü, ağzı kokulu mağara adamı için lütfen nefesini tüketme. | Open Subtitles | بحق الله لا تضيع أنفاسك على هذا الأشعر متوسل القروش سيء الأنفاس |
| Sabah nefesini nereye nişanladığına dikkat et. | Open Subtitles | راقب أين تهدّف هذا صباح يقطع الأنفاس هذا يجب أن يأتي مع بطاقة تحذير |
| Şu nefes kesici damadımız, dün gece baş nedimeyle sevişiyordu. | Open Subtitles | العريس منقطع الأنفاس الذي هناك هتك شرف عذراء الليلة الماضية |
| Aldığım nefesi, seninle almak istiyorum. | Open Subtitles | الأنفاس التي أتنفسها، أريد أن أتنفسها معك |
| Daha fazla olmalı... nefesler aleve doğru... hareket etmeli. | Open Subtitles | "ليكن هناك المزيد" "صوت هذه الأنفاس" "العاطفة تحترق ألمع" |
| Manzara nefes kesiciydi. | Open Subtitles | تخيل ؟ ! كان منظراً يسلب الأنفاس |
| Su altında nefesinizi tutmanız, kendinize ağırlıksızlığı deneyimleme şansını verilmesi anlamına gelir. | TED | أن تحبس الأنفاس في الماء، معناه أن تملك فرصة تذوق انعدام الجاذبية. |
| Evet uzmanlık alanı geceleri çıkmak olsaydı belki harcadığımız nefese değerdi. | Open Subtitles | ...أجل، عندما يتضمن مجاله أشياء تفيدنا نحن من الأفضل أن يساوي الأنفاس الذي ضيعناها عليه |
| Bu gözler yüzlerce kişiyi son nefesini verirken gördü. | Open Subtitles | تلك العينان رأت الأنفاس الأخيرة التي لُفظت من مئات الصدور. |
| Sanki sezon boyunca nefesini tuttuktan sonra nefesini bırakmak gibiydi. | Open Subtitles | كانت كأخذ إستنشاق كبير بعد حبس الأنفاس طِوال الموسم |
| Tıpkı suyun altında nefesini tutmak gibi. | Open Subtitles | مِثل حالة حبس الأنفاس تحت الماء |
| Derin nefes almalar işe yaramıyor. Orada tahrik olmadan o kadın ile... | Open Subtitles | رون الأنفاس العميقة لم تجدي نفعاً لا يمكنني أن أكون هناك معها |
| Serbest dalış öğrenmek doğru nefes almayı da öğretir. | TED | أن تمارس حبس الأنفاس في الماء وتتعلمه، هو أيضا تعلّم للتنفس الجيد. |
| Bu yüzden de halüsinasyonlar görürsün ancak ya panik duygusu, boğulma hissi nefes alamama, göğsündeki baskı bir çok insanın hemfikir olduğu bu tür şeyler? | TED | وهذا يفسر الهلوسات، لكن ماذا عن مشاعر الرعب، واحتباس الأنفاس والاختناق، وضغط الصدر التي يصفها الكثير من الناس؟ |
| Aldığım her nefesi, seninle almak istyorum. | Open Subtitles | الأنفاس التي أتنفسها، أريد أن أتنفسها معك |
| Ama tutunduğun şey insanlığın son nefesi kan yok olur olmaz kaybolur. | Open Subtitles | , لكنّ الشيء الذي تتشبث به , الأنفاس الأخيرة للبشريّة سوف تتلاشى في نفس الوقت مع الدم |
| Ama tutunduğun şey insanlığın son nefesi kan yok olur olmaz kaybolur. | Open Subtitles | , لكنّ الشيء الذي تتشبث به , الأنفاس الأخيرة للبشريّة سوف تتلاشى في نفس الوقت مع الدم |
| Daha fazla olmalı... daha da fazla olmalı... nefesler aleve doğru... hareket etmeli. | Open Subtitles | "في سلام" "ليكن هناك المزيد" "صوت هذه الأنفاس" |
| Daha fazla olmalı... nefesler aleve... doğru hareket etmeli. | Open Subtitles | "ليكن هناك المزيد" "صوت هذه الأنفاس" "العاطفة تحترق ألمع" |
| Derin nefesler al. | Open Subtitles | الأنفاس العميقة. |
| Winter Showcase'teki icran nefes kesiciydi. | Open Subtitles | عرضك الشتوي كان يخطف الأنفاس. |
| ...nefes kesiciydi. | Open Subtitles | كان المنظر يخطف الأنفاس |
| nefes kesiciydi. | Open Subtitles | لقد كانت تحبس الأنفاس |
| Birlikte gülmeyi, ağlamayı, nefesinizi tutup ne olacağını birlikte görmeyi toplu olarak deneyimlemek için tiyatroya gelmiştiniz. | TED | أتيتم لتحظوا بالتجربة الجماعية للضحك معًا، والبكاء معًا، وحبس الأنفاس معًا لرؤية ماذا سيحدث تاليًا. |
| Peki nefes nefese mi? | Open Subtitles | هل كان متقطع الأنفاس ؟ |