Bu yüzden buzulların bu muhteşem varlıkları, ve onlara takıntılı olmak için çok fazla sebep var, ama öncelikle ilgilendiğim şey bir insan- buzul bağlantısıdır. | TED | ولهاذ فإن الأنهار الجليدية هي كائنات رائعة، وهناك العديد من الأسباب للتعلق بها، لكن ما أرغب فيه على وجه الخصوص هو علاقات الإنسان بالأنهار الجليدية. |
İklim değişikliği toplantısına bir bilimadamı veya çevre savunucusu olarak gelmedim. Kutup ayıları ve eriyen buzulların görüntülerini de etkileyici bulmuyorum. | TED | أتحدث عن تغير المناخ ليس كعالمة أو محامية بيئية، ولم أبال حقًا بصور الدببة القطبية أو ذوبان الأنهار الجليدية. |
İlk olarak: Hindukuş-Himalaya buzulları bir süredir eriyorlarmış. | TED | أولًا: الأنهار الجليدية الهندوسية كوش الهيمالايا تم ذوبانها لبعض الوقت الآن. |
Küresel ısınma üzerine makale için bazı buzulları çekim yapmak için bu foto muhabirini bu uçma işini aldım. | Open Subtitles | كان علي أن أطير مع تلك المصوّرة الصحفيّة المزعجة لإلتقاط صور لبعض الأنهار الجليدية لمقالة عن الإحتباس الحراري |
Bu buzullar, yaz boyunca kurak aylarda ürün yetiştirilen toprakların sulanmasına yardım ediyor. | Open Subtitles | هذه الأنهار الجليدية تشكل الجداول الصيفية أثناء الشهور الجافة والتي تستخدم لريّ المحاصيل |
50,000 yıl önce buzullar Kuzey Kutbu'ndan aşağıya doğru ilerlemeye başlar. | Open Subtitles | قبل خمسون ألف عام، بدأت تتقدم الأنهار الجليدية من القطب الشمالي. |
Hızlandırılmış çekimde, bu katı buzul nehirleri aynı sıvı nehirler gibi akıyor. | Open Subtitles | ،عندما تُعجّل من سرعتها تبدو هذه الأنهار الجليدية الصلبة كما لو أنها تطفوا كالأنهار السائلة |
Afrika'nın bu en büyük buzulu... ekvatordan yalnız birkaç km uzakta. | Open Subtitles | عالياً هنا، تقع أكبر الأنهار الجليدية في أفريقيا، فقط على بعد بضعة أميال شمال خط الاستواء. |
Uydular ayrıca bize şunu haber veriyor; Mars’ta buzulların yanısıra büyük miktarda yer altı su kaynağı var. | TED | ولا تزال الأقمار تخبرنا بوجود كميات هائلة من المياه الجوفية على المريخ إضافة إلى الأنهار الجليدية. |
Sıcaklığı emer ve buzulların erimesini hızlandırır. | TED | الكربون الأسود يمتص الحرارة. ويسرع فقط ذوبان الأنهار الجليدية. |
Buzdağları, buzulların önünden kopup denizde yüzen dev buz parçalarıdır. | Open Subtitles | الجبال الجليدية ليست إلا شظايا ضخمة من الجليد التي انكسرت من مقدمة الأنهار الجليدية وانطلقت نحو البحر |
buzulların derinliklerinde kaydedilen bu sesler, bir buzulun dağdan aşağı kayarkenki gıcırdama ve çatırdaması. | Open Subtitles | ، سُجّلت من أعماق الجليد هذه أصوات الأنهار الجليدية |
buzulların yavaş hareketlerinin derin vadiler oyduğunu gördüler. | Open Subtitles | و كيف أن حركة الأنهار الجليدية البطيئة قد نحتت وديان كاملة |
Önümde tırmanacağım çok yüksek bir dağ var üzerinde ne yapacağı bilinmez buzulları ile. | Open Subtitles | لقد جبل طويل القامة لتسلق... ... مع العديد من الأنهار الجليدية الغادرة لعبور. |
buzulları duydun mu? | Open Subtitles | هل سمعتم من قبل عن الأنهار الجليدية ؟ |
Jason'ın Grönland'ın lojistiği, buzulları ve buzulların aslında ne yaptığına ilişkin uzun uzun yıllara dayanan müthiş bir deneyimi var. | Open Subtitles | (جايسون) لديه نبع عميق من ألخبرة، حول الأنهار الجليدية في (غرينلاند)، حول لوجستيات (جرينلاند)، حول ما كان اداء الأنهار الجليدية. |
Bin yıldan beri var olan buzullar ve deniz buzları, artık birkaç on yıl içerisinde yok oluyor. | TED | الأنهار الجليدية والجليد البحري التي كانت معنا منذ الآلاف السنين تختفي الآن في غضون عقود. |
Aklımıza o anda gelen imgeler eriyen buzullar ve buz kütleleri üzerinde akıntıya kapılan kutup ayıları. | TED | الصور التي تأتي سريعًا إلى العقل هي تلك الأشياء مثل تراجع الأنهار الجليدية والدببة القطبية علي جرف الجبال الجليدية. |
Okyanuslar gidiyor geliyor. Dağlar, buzullar gidiyor geliyor. | TED | يعودون معا. المحيطات تأتي وتذهب. الجبال تأتي وتذهب. الأنهار الجليدية تأتي وتذهب. |
Hızlandırılmış çekimde, bu katı buzul nehirleri aynı sıvı nehirler gibi akıyor. | Open Subtitles | ،عندما تُعجّل من سرعتها تبدو هذه الأنهار الجليدية الصلبة كما لو أنها تطفوا كالأنهار السائلة |
Afrika'nın en büyük buzulu da burada. | Open Subtitles | وموطن لأكبر الأنهار الجليدية في أفريقيا. |