Orada olmama gerek yoktu. Hemşire prosedürü uygulamak için yeterli. | Open Subtitles | كلا، لستُ مُضطرة أن أكونَ هُناك المُمَرضَة مُؤهلَة لتقومَ بهذا الإجراء |
-Evlilik. -Christopher sunduğumuz bu prosedürü yerine getirmeye hazırdı. | Open Subtitles | كرستوفر كَانَ راغبَ لإتّباع الإجراء الذى عرضناه |
Bu işlem bağışıklık sistemini ciddi derecede zayıflatacak... | Open Subtitles | هذا الإجراء سوف يُـضعف جهازه المناعى بدرجة كبيرة |
Bu Prosedür araştırmacıların, tam olarak hangi arıların çaprazlandığını kontrol etmelerine olanak sağlar ama bu kadar kontrolcü olmanın da | TED | يتيح هذا الإجراء للباحثين التحكم بتحديد النحلات التي يتم تهجينها لكن ثمة مخاطر لهذا الكم من التحكم |
Bu işlemi kotlara ve deri ceketlere uyguladım ama böyle bir şeye hiç yapmadım. | Open Subtitles | قمت بهذا الإجراء سابقاً على الجينز والمعاطف الجلدية لكن لم يسبق لي العمل على شيء كهذا |
Anlamıyorsun. protokol ona uygulandı. O, iyi olacak. | Open Subtitles | لست أفهم,لقد اخذت الحقنة وقامت بعمل الإجراء سوف تكون بخير |
- Onları alamazsan ve treni durduramazsan... - prosedürü biliyorum, efendim. | Open Subtitles | إن لم تستعيده وتوقف ذلك القطار أعرف الإجراء , سيدى |
İihtiyacı olmayan hastaya bu prosedürü uygulamak çok mantıksız. | Open Subtitles | تجربة هذا الإجراء على مريض لا يحتاجه غير معقول |
Bunda standart prosedürü takip etmemiz gerek, tamam mı? | Open Subtitles | ونحن في حاجة لمتابعة مستوى الإجراء على هذا واحد ، حسنا؟ |
Günümüzde, bebek tavuklarda bu işlem çok hızlı yapılıyor, dakikada 15 kuş. | Open Subtitles | واليوم، يفعل ذلك مع الكتاكيت الرضع، ويتم تنفيذ هذا الإجراء بسرعة شديده، حوالي 15 طير في دقيقة. |
Akrabası olmayan, bekar bir çalışanın ölümünde standart işlem. | Open Subtitles | كما هو الإجراء المُتبع مع عميل أعزب بدون وليّ |
EKT'de, modern Prosedür ile çok az benzerlikler taşıyan bir tarihten kalma derin bir leke vardır. | TED | إلّا أنّ لهذا العلاج أثراً عميقاً، مستمراً عبر التاريخ والذي يشبه الإجراء الحالي إلى حدٍّ ما. |
Oynama ve gülüşmeler, bağırış ve ağlayışlara dönüştü, Prosedür tamamlanana kadar. | TED | انتقل من اللعب والضحك إلى الصراخ والبكاء. ذهابًا وإيابًا حتى اكتمل الإجراء. |
Aynı prensipten yola çıkarak, filigrana, benzer bir işlemi, matematiksel bir yolla uygulamayı başardım. | Open Subtitles | باستخدام نفس الأمر فقد استطعت رياضيا ان أطبق نفس الإجراء على العلامة المائية |
protokol, önden girmeyi gerektirir. | Open Subtitles | الإجراء الإعتيادي هو الدخول من الشق تحت الجبهي |
Bu yöntemi, uygulamaya da döktük. | TED | هناك أيضا استخدام عملي لهذا الإجراء بصفة خاصة. |
Bağcığı muhtemelen, uyluk atardamarına bağladı ama süreç başarısız oldu. | Open Subtitles | ربّما إستخدم رباط الحذاء لربط شريان الفخذ، ولكنّ الإجراء فشل |
Şu tür sorular sormaya başladım: "Bu Eylem bana ve çevreme daha fazla uyum getirecek mi?" | TED | بدأت أطرح أسئلة مثل: هل سيؤدي هذا الإجراء إلى مزيد من الانسجام وجلب المزيد من الانسجام إلى بيئتي؟ |
Bir salgına dönüşmemesi için her türlü önlemi almalıyız. | Open Subtitles | . سنحتاج إتخاذ كل الإجراء الوقائية لمنع التفشي |
Size vermemi ister misiniz? Nasıl bir yöntem izlendiğini bilmiyorum da. | Open Subtitles | هل يمكن أن أناوله لك لا أعرف ما هو الإجراء |
- Ee, bu Ameliyat mıdır, operasyon mudur nedir yaptıracak mısın? | Open Subtitles | -إذا هل ستمضي قُدماً بهذا الإجراء أو العملية أو مهما يكن؟ |
Tamam, pekala, bence uygun prosedüre göre önce kanıtları gözden geçirmeliyiz. | Open Subtitles | حسنا، حسنا، أعتقد أن الإجراء السليم هو أن علينا أولا النظر في الأدلة. |
Biraz sinir bozucu değil misin? Hepsi prosedürün bir parçası. | Open Subtitles | , ألا تبدو مزعجاً قليلاً إنه جزء من الإجراء |
Bu arada az önce küçük prosedürünü üzerinde uyguladığı kuzu bildiğin hoplayıp zıplıyor, kanaması durmuş. | TED | وفي غضون ذالك، الحمل كان مضطر لفعل الإجراء الصغير هو، كما تعلمون، إنه يقوم بالقفز، والنزيف توقف. |
Biliyor musun, bu prosedürden biraz korkuyor olabileceğini biliyorum, ama duyduğuma göre doku transferi diş çektirmek gibi bir şeymiş. | Open Subtitles | أعرف أنك ربما تخشى قليلاَ هذا الإجراء لكنني سمعت أن الزراعة مثل خلع الضرس تقريباَ |