| Ancak makinede oluşan sürtünme önemli oranda enerjinin kaybolmasına neden oldu | Open Subtitles | ولكنّ الإحتكاك المتوّلد من الآلة، يتسبب في فقدان الكثير من الطاقة |
| Tamam, sürtünme etkeniyle başa çıkabilecek güçlü ama esnek bir şey lazım bize. | Open Subtitles | حسناً، نحتاج لشيء قويّ لكن ليّن يمكنه تحمّل معامل الإحتكاك. |
| - Fiziksel temas üç kategoriye bölünebilir. | Open Subtitles | الإحتكاك الجسدي يمكن أن يُقَسَّم :إلى 3 أنواع |
| Koştuğunda 2.449 kg ağırlığındaki vücudunu yolda sürüklemesinden kaynaklanan sürtünmeye karşı ne tür bir süper çorap ve süper ayakkabı giyecek? | TED | و ما نوع الجوارب الخارقة والأحذية الخارقة التي يرتديها في قدميه لتتحمل كل هذا الإحتكاك الناتج عن سحب جسده الذي يزن 5400 باوند عندما يركض على الطريق؟ |
| Anladığımız kadarıyla bu parça, sürekli akış halindeki sürtünmesi sıfıra yakın bir maddeden yapılmış. | Open Subtitles | على قدر علمنا، الشظية مصنوعة من مادة تساعد على الإحتكاك وفي حالة دائمة من التقلب |
| Herhangi bir değişim Sürtünmeyi artırır. | Open Subtitles | أيّ إختلاف ستزيد الإحتكاك |
| İnsanlı bir uzay gemisi atmosferik sürtünmenin üstesinden gelebilir mi? | Open Subtitles | هل يمكن لمركبه فضائيه مأهوله أن تتغلب على الإحتكاك الجوى |
| Veya sürtünme çantanın sapını eriterek avuçlarımıza uymasını sağladı. | Open Subtitles | أو ربما الإحتكاك جعل المقبض مناسباً ليدينا بشكل أكبر |
| Hız ve sürtünme nedeniyle bir bakır parçası kopmuş gibi görünüyor. | Open Subtitles | يبدو أن قشرة النحاس إنقصفت في السرعة و الإحتكاك |
| Burun ve ağız çevresindeki deri sürtünme dolayısıyla soyulmuş. | Open Subtitles | الجلد حول أنفها وفمها من الإحتكاك |
| Kurban, sizin gittiğiniz sürtünme partisindeymiş. | Open Subtitles | ضحيتنا كانت في نفس حفلة الإحتكاك معكم |
| Fantezi sevgilinizle sürtünme partisindeyken Erica'yı görmüşsünüz. | Open Subtitles | لقد كنت في موعدك الخيالي مع " ميتش " في " حفلة الإحتكاك عندما رأيت " إيريكا |
| sürtünme ve kimya işi bu. | Open Subtitles | الأمر كله عن الإحتكاك والكميستري |
| Saç çoraplarına yapışmıştı. Bence yakın fiziksel temas var. | Open Subtitles | لقد كانت الشعرة متداخلة بجواربها أظنّ الإحتكاك كان مباشراً |
| temas en iyi burada görülüyor ama... | Open Subtitles | تستطيع أن ترى الإحتكاك هنا أفضل من أي مكان آخر، لكن |
| - Bu çok dengesiz bir madde, tamam mı? Isıya, sürtünmeye karşı hassas... | Open Subtitles | هذه مادة مضطربة بشكل حساس ، إتفقنا إنها حساسة للحرارة و الإحتكاك... |
| Atmosfer sürtünmesi tolere edilebilir limitlerde, | Open Subtitles | الإحتكاك الجوى ضمن حدودِ محتمله |
| - Sürtünmeyi çıkaracağız. | Open Subtitles | -ناقص قوّة الإحتكاك . |
| Bir teori... atmosferik sürtünmenin üstesinden gelmekle ilgili bir şey! | Open Subtitles | إنها نظريه... لابد أن نفعلها مع الإحتكاك بالغلاف الجوى |
| Aynı anda iki tekerlekten çekiş yoksa bu izleri yapamaz ve bu araç '64 model Skylark'da yok. | Open Subtitles | ولا يمكنها أن تخلف علامات كهذه بلا تلك قوى "الإحتكاك والتي لم تكن متوفرة بطراز "64 سكيلارك |
| Sürtünmeden dolayı oluşacak ısı, geminin yanmasına neden olur. | Open Subtitles | الحرارة الناتجة عن الإحتكاك تصهر بدن السفينة |