| medya karartması özellikle Robin için çok zordu çünkü, o medyanın ta kendisiydi. | Open Subtitles | التعتيم الإعلامي كان صعباً على روبن بشكل خاص لأنها ،حسناً ، هي الإعلام |
| Bu mümkün mü, medya dünyasının birdendire feminist bir dünya haline gelmesi mümkün mü? | TED | هل قد يكون هذا ممكناً، هل سيصبح فجأة المشهد الإعلامي مشهد أكثر نسائية؟ |
| medya merkezi çözümünü geliştirdiler. | TED | حيث طوروا حلًا تمثل في المركز الإعلامي. |
| BM Güvenliği, 15 dakika önce giriş yaptığını kaydetmiş. - basın toplantısında. | Open Subtitles | أمن المبنى أدخلوها قبل خمسة عشر دقيقة مضت إنها في المؤتمر الإعلامي |
| basın bölümünün doğu yakasında. Yeşil bluz, siyah etek, siyah ceketli. | Open Subtitles | الجهة الغربية من القسم الإعلامي قميص أخضر، تنورة سوداء، ومعطف أسود |
| Kısaca, ben ilk medya genomunu haritalıyorum. | TED | باختصار، أرسم الخريطة الأولى للجينوم الإعلامي. |
| Bu dikkatlice tasarlanmış medya olayında hepinizin uslu olmasını istiyorum. | Open Subtitles | يا طلاب ، اريدكم أن تكونوا بقمة أدبكم بهذا الحدث الإعلامي |
| Ne yaptığınızı anlıyorum. medya oyunu bu. | Open Subtitles | أعرف ما تحاول فعله أن تقوم بهذا الدوران الإعلامي |
| Ne yaptığınızı anlıyorum. medya oyunu bu. | Open Subtitles | أعرف ما تحاول فعله أن تقوم بهذا الدوران الإعلامي |
| Sydney katbolduğundan beri medya peşimizi bırakmıyor da. | Open Subtitles | كان هناك الإهتمام الإعلامي منذ اختفاء سيدني |
| - Lyndon LaRouche Kendi kendinize, neden tüm insanlık baştan aşağı dev bir medya ağıtla kuşatılmış diye sorabilirsiniz. | Open Subtitles | قد تسأل نفسك ,لماذا كامل الثقافةِ مشبعةُ تماماً مِنْ كُلّ الجوانب بالترفيهِ الإعلامي الجماهيري |
| Earnest Johnson saniyeler önce göründü. Apaçık ortada ki; medya baskısından bunalmış. | Open Subtitles | إيرنست جونسون ظهر منذ لحظات يبدو أنه مصدوم من الحضور الإعلامي |
| Bana söylemeliydin çünkü bu olay bu bakanlık tarafından ayarlanmış bir medya görüşmesi ve benim görev alanıma giriyor. | Open Subtitles | لأنه حدد الظهور الإعلامي من قبل وزير خارجية هذه البلاد, لهذا تجاوز مدى بصري |
| medya büromuza yerel haberlere bilgi vermesini söyleyeceğim. | Open Subtitles | سأطلب من مسؤولنا الإعلامي أن ينشر البيان بالصحافة المحلّية. |
| Bayanlar ve baylar, sizi temin ederim ki hiç bir medya unsuru, benim adil yargı anlayışımı etkileyemez. | Open Subtitles | أيها السيدات والسادة أريد أن أطمأنكم بأن الضغط الإعلامي لن يؤثر على حكمي الموضوعي. |
| Sorun değil. basın mensupları beni sürekli eğlendiriyorlar. | Open Subtitles | لا بأس، الفريق الإعلامي هنا يمنحني الكثير من التسلية |
| basın toplantısından önce bu işin icabına bakmalıyız. | Open Subtitles | يجب علينا إصلاح هذا الوضع بطريقة ما قبل المؤتمر الإعلامي |
| - basın kartım iptal olmuş. - Ne oldu hiç bilmiyorum. | Open Subtitles | تصريحي الإعلامي تم إبطاله لا أعلم ما الذي حدث |
| Affedersiniz. Az önce BM basın direktörü ile konuştum. | Open Subtitles | المعذرة، لقد تحدث تواً إلى الرئيس الإعلامي للأمم المتحدة |
| Meslek, reklam ajansında medyadan sorumlu müdür yardımcısı. | Open Subtitles | الوظيفة : نائب الرئيس في شركة دعاية، والمسئول الإعلامي |