| Ve kısaca bu üç alıntı bize neler olup bittiğini anlatıyor. | TED | و هذه الإقتباسات الثلاثة في الأساس تخبرنا عما يجري. |
| alıntı yapma konusunda da biraz abartmışsın. | Open Subtitles | لقد سرحت بذهنك بعيداً في الإقتباسات. لا بأس في تقديم إقتباس.. |
| İnsanların ne kadar kötü olduğunu söylerken alıntılar yapabilirim, istatistikler söyleyebilirim ama bunlar sadece kelimeler ve sayılardan ibaret. | Open Subtitles | عندما أتحدث عن مدى سوء البشر، فيمكنني ذكر الإقتباسات أو نشب الإحصائات، و لكن تلكَ مجرد كلمات و أرقام. |
| Yerine oturdu, bir takım uydurma garip alıntılar ekledi. | Open Subtitles | لقد جلس وكتب بيده باقة الإقتباسات المزيّفة |
| Demek istediğim bazen haberdeki en küçük ayrıntı tırnak işareti içine alınması gerekendir. | Open Subtitles | أحيانا ، تكون نقاط ضعف المقال هي الإقتباسات |
| 1970'teki "Desteğini Göster" konuşmasının bazı bölümlerinden alıntı yapamaz mıyız? | Open Subtitles | حسنا،أنريد أن نحذف بعض الإقتباسات من خطاب "قف وليتم احتسابك" في عام 1970؟ |
| Mafya kızı olayı hoşuma gitti ama Iris hakkında biraz alıntı yapmamız lazım. | Open Subtitles | أنّي أحب وجود الفتاة مع الحشد، لكني أريد المزيد من الإقتباسات حيال (آيريس). |
| - Birkaç alıntı seçtim. | Open Subtitles | -لقد أخترت بعض الإقتباسات |
| Eğer böyle bir durum varsa, tırnak işareti kullansaydınız. | Open Subtitles | إذا كانت تلك هي القضية، فيجب تواجد بعض الإقتباسات بالجوار |