| Evet, olumlu şeylere odaklanalım, mesela yeni bir otobüs şoförümüz oldu. | Open Subtitles | نعم ركز على الإيجابيات كحصولنا على سائق الباص الجديد الظريف |
| O zaman olumsuzlukları bırakıp olumlu taraflara yönelelim, olur mu? | Open Subtitles | دعنا نتخطى السلبيات وندخل في الإيجابيات مباشرةً هلّا فعلنا ذلك ؟ |
| olumlu ve olumsuz yanlarını tartarken benim yılbaşı çekilişim oldu. | Open Subtitles | كنتُ أدرسُ الإيجابيات والسلبيات... عندما أصبح سانتا السري |
| artı ve eksilerini tarttım ve sonuç için birilerini incitmenin buna değmeyeceğine karar verdim. | Open Subtitles | لقد نظرت في الإيجابيات و السلبيات و قررت أنه لم يكن الأمر يستحق أن أؤذي شخص من أجل النتيجة. |
| Artısı, harika şeftalili pasta yapıyor. | Open Subtitles | من الإيجابيات ؟ أنها تعدّ فطيرة خوخ مذهلة |
| Bu maksatla Artılar ve eksilerin listesini yaptım. | Open Subtitles | تحقيقاً لتلك الغاية، قمتُ بكتابة قائمة بالإيجابيّات والسلبيّات. حتى الآن الإيجابيات هي الفائزة. |
| Taşınmamanın bir çok avantajı var. | Open Subtitles | هنالك الكثير من الإيجابيات تدعوني إلى البقاء هنا |
| O yüzden bunun Artıları ve kesinlikle eksileri de vardır. | Open Subtitles | لذلك أعرف أن هنالك بعض الإيجابيات وأيضاً، هنالك سلبيات، يا رفاق |
| Bu yüzden de olumlu şeyleri vurguluyordum. | Open Subtitles | وبدلا من ذلك, ركزت على الإيجابيات |
| Tom, işin peşini bırakma. olumlu yönlere odaklan. | Open Subtitles | "توم"، عليك أن تظل صامداً، ركز على الإيجابيات وحسب. |
| Sanırım şu anda olumlu şeylere odaklanmamız gerek. | Open Subtitles | يجب التركيز على الإيجابيات |
| Neresi olumlu bunun? | Open Subtitles | ما هي الإيجابيات ؟ |
| olumlu taraflarına odaklanmalısın. | Open Subtitles | يجب أن تركزي على الإيجابيات |
| olumlu olana yönelelim burada. | Open Subtitles | لنركز على الإيجابيات هنا. |
| Bütün önemli kararlarımı nasıl veriyorsam öyle iki okulun da artı ve eksilerini tartarak. | Open Subtitles | نفس الطريقة التي اقوم بها لتحديد القرارات الهامة في حياتي، بدراسة الإيجابيات و السلبيات حول الجامعتين |
| Ama şunu öğrendim. Ayrıca bu yaşlanmanın artı yanlarından biridir. | Open Subtitles | لكنني تعلمت هذا وهو أحد الإيجابيات في التقدم بالسن |
| Artısı; kendi dertleriyle başa çıkmasını öğreniyor. | Open Subtitles | الإيجابيات: ستتعلم كيف تعتمد على نفسها |
| Artılar ve eksiler zamanı! | Open Subtitles | حان وقت عد الإيجابيات و السلبيات |
| Sahip olduğumuz tüm avantajı kullanmalıyız... | Open Subtitles | يجب ان نستعمل كل .. الإيجابيات التي لدينا |
| Buraya gelirken Helen ve Arlo Givens'a uğradım ve Artıları öne çıkartmayı ve eksileri azaltmayı becerebildim. | Open Subtitles | توقفت في طريقي عند مسكن " هيلين " و " آرلو قيفنز " وكنت قادراَ على إبراز الإيجابيات وتخفيف السلبيات |