| Annenin ve Kamyon Durağı Katili'nin annesinin aynı ilkokul sınıfında olması beni düşündürdü. | Open Subtitles | حقيقة أن أمك,و أم خانق الشاحنة ارتادتا نفس المدرسة الابتدائية هذا يجعلني أفكر. |
| Ve 140.000 üyemiz, 937.000'den fazla çocuğu ilkokul ve ortaokula gönderebilmek ve destekleyebilmek için kendi kaynaklarını kullanarak yatırım yaptılar. | TED | وأعضائنا الـ 140,000، استثمروا في مصادرهم الخاصة لدعم وإرسال أكثر من 937,000 طفل إلى المدرسة الابتدائية والثانوية. |
| Ruhehe İlkokulu'ndaki inşaat bu yıl başlayacak. | TED | سوف يبدأ بناء مدرسة روهيه الابتدائية هذا العام. |
| İlkokulu bitirdikten sonra, ortaokul ve liseye gideceksiniz. | Open Subtitles | ستتركون المدرسة الابتدائية ثم المتوسطة ثم الثانوية |
| Jefferson İlköğretim okulunda üçüncü sınıf öğretmeni. | Open Subtitles | مدرسة للصف الثالث فى مدرسة جيفرسون الابتدائية |
| - Eski su deposu yolu. İlkokula zorla girmişler. Onun olduğuna oldukça eminler. | Open Subtitles | على الطريق القديم، اكتشفوا عمليّة اقتحام في المدرسة الابتدائية إنّهم متأكدون أنه هو |
| İlkokuldan Bayan Ethel J. Banks'i de gördüm her gün topuklu ayakkabılar ve inciler giyerdi. | TED | و رأيت السيدة إيثل ج. بانكس و التي كانت تتحلى باللآلئ و الكعب العالي في كل يوم في المدرسة الابتدائية. |
| İlkokulda öğrenmediler. | TED | ولم يتعلموا هذه الأشياء في المدارس الابتدائية. |
| Burası ileri seviyede bir eğitim kurumu, ilkokul değil! | Open Subtitles | إن هذه مدرسة ثانوية، وليست المدرسة الابتدائية. |
| Annemin, ilkokul eşyalarım arasından sakladıkları. | Open Subtitles | أغراض أمي أحتفظت بها منذ كنت في المدرسة الابتدائية |
| İlkokul ve ortaokulum da çok yakındır. | Open Subtitles | ومدرستاي الابتدائية والمتوسطة موجودتان بالقرب من هناك أيضا |
| Nick'le ilkokulu birlikte okuduk. | Open Subtitles | ذهبت الى المدرسة الابتدائية مع ذلك الرجل ، نيك |
| İnançlı Leydi İlkokulu Yönetim Kurulu başkanı olmam ihtimali yüzünden. | Open Subtitles | مع احتمال أن تكون سيدة من مدرسة الإيمان الابتدائية الإدارة رئيس مجلس الإدارة. حسنا، والاستماع، |
| Springfield İlköğretim Okulunun derecesi oldukça düşük, vasatın altındaki iki standart sapmadan da fazla. | Open Subtitles | التقدير لمدرسة سبرينغفيلد الابتدائية منخفض جداً درجة الصواب لا تتعدى 2 بالمئة مما ادى الى تدمير المقياس |
| Açıkça görülüyor ki, burası ilköğretim okulu öğrencisi evi. | Open Subtitles | من الواضح أن هذه شقة طلاب المدرسة الابتدائية |
| İlköğretim okulları için yeni İngilizce öğretmeni alımı yapılacaktır. | Open Subtitles | المدرسة الابتدائية تطلب معلمين جدداً للغة الإنجليزية |
| Aynı mahallede büyüdük... aynı ilkokula gittik, aynı ortaokula gittik. | Open Subtitles | تَرَبينا في نَفس الحَي ذَهبنا لنَفس المَدرسَة الابتدائية و نفس المَدرسَة الإعدادية |
| İlkokula başladıktan sonra hep satın alırdım. | Open Subtitles | وبعد أن دخل الابتدائية ، كنت أشتري الكعكة كل سنة |
| İlkokuldan arkadaşım. Lokantası var. | Open Subtitles | صديق لي من المدرسة الابتدائية الذي يمتلك مطعما |
| Tahsil seviyesi ilkokuldan, doktora sonrasına kadar. | Open Subtitles | محو الأمية يبدأ من الدروس الابتدائية و حتى ما بعد الدكتوراه. |
| İlkokulda o zavallı çocuğa yapmadığım eziyet kalmamıştı. | Open Subtitles | إعتدت أن أزعج ذلك الفتى المسكين عندما كنا فى المدرسة الابتدائية |
| İlk okul öğrencisi gibi görünüyorsun, ama aslında huysuz ihtiyarın tekisin. | Open Subtitles | . أنت تبدو كطفل في المدرسة الابتدائية ولكنك رجلاً عجوزاً فظيعاً |
| Annem, ben ilkokuldayken öldü. | Open Subtitles | أمّي قد فارقت الحياة حينما كنت في المرحلة الابتدائية |