| Kapıyı çalan çocuk yok. acele et diyen, karım yok. | Open Subtitles | لا اطفال تدق علي الباب لا زوجه تطلب مني الاسراع |
| Gerçekten ayaklarını oynatamıyordu ve bir İngiliz askeri hayatını kaybetmemesi ve acele etmesi için onu ikna etmeye çalışıyordu. | Open Subtitles | وتسير بمساعدة عصاة ولم تكن تتمكن من الحركة وكان جندي انجليزي يحثها على الاسراع لانها ممكن ان تفقد حياتها |
| İnsanlar kullanılmış araba alırken acele etmemeli ama dediğim gibi tatışmak içinde olsa güzel bir gün. | Open Subtitles | وهي الاسراع.ولكن كما قلت انه يوما جميل للجدال |
| Dinle, ona biraz acele etmesini söyle. | Open Subtitles | اسمع , عليك فقط ان تطلب منه الاسراع قليلا |
| Bunu hızlandıramaz mısın? | Open Subtitles | ألا يمكنك الاسراع بالأمر؟ |
| Bu iyi çünkü katılacağım önemli bir işim var; ama belki de acele etmeliyiz. | Open Subtitles | لا بأس بما ان لدي عمل مهم يجب ان اقوم به لكن ربما علينا الاسراع |
| Evet ama çok iyi yapıyorsun. acele eder misin? | Open Subtitles | نعم, ولكنك تفعليها جيدا هل يمكنك الاسراع بفعلها ؟ |
| Şölen başlamak üzere, lütfen acele edin, Majesteleri. | Open Subtitles | الوليمة على وشك ان تبدأ ارجوا منك الاسراع فى الحضور, يامولاى. |
| acele ediyorum leydim. Bunun iyi bir fikir olduğundan emin değilim. | Open Subtitles | الاسراع, سيدتى انا لست بواثق انه فكرة جيدة |
| acele edelim..bekliyorlar | Open Subtitles | يعلمون أنك قادمة علينا الاسراع أين وجدوه ؟ |
| New York Liberty'nin ofisi 34. caddede. - acele etmemiz gerek. | Open Subtitles | حصلت عليها ، المكتب في حرية نيويورك شارع 34 و علينا الاسراع |
| acele etmeliyiz, bugün Cumartesi ve emlâkçı yoğun olur. | Open Subtitles | علينا الاسراع لأن اليوم السـبت ولديها الكثير من المقابلات |
| acele etmeliyiz, bugün Cumartesi ve emlâkçı yoğun olur. | Open Subtitles | علينا الاسراع لأن اليوم السـبت ولديها الكثير من المقابلات |
| Robot dövüşlerini yakalamak istiyorsan, biraz acele etmelisin. | Open Subtitles | عليك الاسراع اذا كنت تود الانضمام لقتال الروبوتات |
| acele eder misin? Bu gece hapishaneye geri dönmeyeceğim. | Open Subtitles | عليك الاسراع انا لن اعود للسجن هذه الليله |
| - acele edebilir misin lütfen? - Bunları burada kim bırakmıştır acaba? | Open Subtitles | ـ هل يمكنك الاسراع ارجوك ـ من الذي سيترك هذه المعدات هنا ؟ |
| Harika iş çıkarıyorsunuz ama biraz acele etseniz iyi olur. | Open Subtitles | انتم تقومون بعمل جيد لكن يجب عليكم الاسراع |
| acele etmeleri gerekiyor. Bir hafta içinde oylamaya gideceğiz. | Open Subtitles | يجب الاسراع في عمل التقرير سوف نصوت للرجل في هذا الاسبوع |