| Ekinoks çiçeğini alırsam insanları yeniden canlandırabilirim. | Open Subtitles | إن حصلتُ على زهرة الاعتدال ساقدر على إعادة الموتى |
| Sadece Ekinoks çiçeğiyle yeni bir hayata başlayabilirim. | Open Subtitles | بزهرة الاعتدال فقط استطيع بدء حياة جديدة |
| Ekinoks çiçeği güneş ve ayın her birleşmesinde açarmış. | Open Subtitles | زهرة الاعتدال" تتفتّح كلّما تتّحد الشّمس مع القمر |
| Alkol Karşıtlığı'nın kadınları koruması amaçlanıyordu Margaret ama oy hakkı bizi özgür kılacak. | Open Subtitles | تأسست رابطة الاعتدال بهدف حماية المرأة لكن صناديق الاقتراع ستحررنا |
| Ekinoks çiçeğiyle hayata döneceğim. | Open Subtitles | بزهرة الاعتدال يمكنني أن أحيى من جديد |
| Ekinoks çiçeğiyle hayata döneceğim. | Open Subtitles | ...زهرة الاعتدال يمكنني أن أحيَى من جديد |
| Sonbaharda ölüleri anma festivali yapılmasının nedeni Ekinoks ve kış gündönümü arasında güneş batarken, bu yedi yıldız yükselir. | Open Subtitles | السبب وراء إقامتنا إحتفالات للموتى في الخريف ,لأنه في الفترة ما بين الاعتدال الخريفي والانقلاب الشتوي هذه النجوم السبعة تصعد عندما تغيب الشمس |
| Ekinoks çiçeğini gördüğüm zaman Khitan'dan Prenses Augo'nun sembolü olduğunu duymuştum. | Open Subtitles | في ذلك اليوم، رأينا زهرة الاعتدال (سمعتُ أنّها تخصّ الأميرة (آوغو) من شعب (خيتان |
| Ekinoks çiçeği onun aygıtıymış. | Open Subtitles | هدفها هو زهرة الاعتدال |
| Bana bakıyor ve Ekinoks çiçeğini buldum mu diye soruyor. | Open Subtitles | تنظر إلي (وتسألني إن كنتُ وجدتُ (زهرة الاعتدال |
| Ekinoks çiçeği benim. | Open Subtitles | زهرة الاعتدال ملكي |
| Ekinoks çiçeğine ihtiyacım var. | Open Subtitles | أنا بحاجة لزهرة الاعتدال |
| Ekinoks çiçeğine ihtiyacım var. | Open Subtitles | أنا بحاجة لزهرة الاعتدال |
| Ekinoks çiçeğine ihtiyacım var. | Open Subtitles | أنا بحاجة لزهرة الاعتدال |
| Ekinoks çiçeğini buldum! | Open Subtitles | لقد وجدتُ زهرة الاعتدال |
| Ekinoks çiçeği çok güzel. | Open Subtitles | زهرة الاعتدال بغاية الجمال |
| Bayan Schroeder Kadın Alkol Karşıtları Derneği'nin üyesi. | Open Subtitles | السيدة (شرودر) عضوة في رابطة الاعتدال النسائية |
| Saçma müdahalelere karşı koyamayan insanlar genelde yanlış sebeplerden ötürü ayık kalmaya çalışır. | Open Subtitles | محيطهم يؤثر عليهم، ثم يحاولون الاعتدال لدوافع ليست في محلها |
| Ölçülü olmak iyi olduğumuz bir alan değil. | Open Subtitles | الاعتدال وليس لدينا دعوى قوية. |
| Yeterince olması gereken tek şey Ölçülülük. | Open Subtitles | الأمر الوحيد الذي منه الكفاية هو الاعتدال. |
| Ama maalesef çoğu için Orta yolu bulmak, samanlıkta iğne aramak gibidir. | Open Subtitles | لكنه بالنسبة للغالبية لسوء الحظ، إيجاد الاعتدال عندهم، كالعثور على إبرة في كومة قش. |