Bağlar tamamen iyileşti, yine de, sinir ve doku hasarı var. | Open Subtitles | تماصلاحكل الأربطة, مع ذلك , هناك ضرر في الأنسجة و الاعصاب |
Muhtemelen sinir sistemini bozmaya yarayan maddeler kullandılar, değil mi? | Open Subtitles | من المحتمل انه يستخدم لغاز الاعصاب او شيء كذلك ؟ |
Walkashi Needles kavşağında ters dönen tankerlerin sinir gazıyla dolu olduğunu duyan binlerce mülteci bölgeden kaçıyor. | Open Subtitles | و يمر الآلاف من اللاجئين بالمنطقة مع إنتشار الشائعات أن عربات قطار البضائع المنكوب كانت مملوئة عن آخرها بغاز الاعصاب |
Bay Napier anlayışla karşılarsınız ki, yüzünüzdeki sinirler tamamen parçalanmıştı. | Open Subtitles | أنت تتفهم أن الاعصاب قد قطعت تماما سيد نابيير |
Oruç tutmanın, meditasyonun, ilahi söylemenin sinirsel kimyanızı herhangi bir yolla nasıl değiştireceğini siz söyleyin. | Open Subtitles | ان تخبرني كيف اصوم و التأمل و الترتيل يمكن التغيير , على أي حال فرع علم الاعصاب غير معقول |
Ama bir kere yumurtadan çıktıklarında akciğerlerde kulağında ve bacaklarındaki sinirlerde işe koyuldular. | Open Subtitles | لكن ما ان فقسوا تمكنت الديدان من العمل على رئتيها اذنها و الاعصاب في ساقيها |
Sonra kolay bir işlemle kasları, gözyaşı kanalları ve sinir uçlarını bağlıyacağız. | Open Subtitles | من ثم ببساطة نوصل العضلات قناة الدموع و الاعصاب |
Albay Vertikoff KGB'liyi teşhis etti ve sinir gazının lrak'a ulaşmasını engelleyebildik. | Open Subtitles | والعقيد فيرتكوف تعرف على رجل المخابرات وكنا نستطيع أن نوقف توريد غاز الاعصاب للعراق |
sinir tahribatı olmuş gibi görünüyor, onlar da motor nöronları hızlandırmak için doku nakli yapmışlar. | Open Subtitles | تبدوا وكأن بعض الاعصاب قد تلفت، لذا فقد زودها بغلاف خارجي لتحسين الوظائف الحركية |
Elleriyle merkezi sinir sistemini devre dışı bırakan kişiyi. | Open Subtitles | ايا كان من مزق مركز الاعصاب هذا بيده المجرده |
Onun gördüğünün kesik sinir uçlarında kalan bilgiyi işlediğini söylerdim. | Open Subtitles | أنا اعتقد بأنه كان من السيطرة المتبقية في نهاية الاعصاب المقطوعة. |
Ayrıca, Jack'e tuzak kuran her kimse, sinir gazı hırsızlığıyla da ilişkisi olduğunu düşünüyorum. | Open Subtitles | و أعتقد أيضاً أنّ مهما ً يكن مَن لفق هذا لجاك فهو متورط فى سرقة غاز الاعصاب هذا |
sinir kapsülleri için kimlerle irtibat kurmuş olabileceğini öğrenmeliyiz. | Open Subtitles | ونحن بحاجة لمعرفة من الذين اتصل بهم من اجل عملية زرع الاعصاب |
Hala ayağında his var, yani sinir hasarı yok, ama kırık oldukça ağır, bu da demek oluyor ki iç kanaması olabilir. | Open Subtitles | لايزال هناك احساس فى قدمها, ولذلك لا يبدوا ان هناك ضرر فى الاعصاب, ولكن العظام مكسورة وحادة. |
Beyinin içindeki sinir izolasyonları parçalanıyormuş. | Open Subtitles | العزل بين الاعصاب داخل الدماغه كان يتم تدميرها. |
Buradaki kesik eski usul sinir ve damarlar açısı düzgün iyi bağlanmış. | Open Subtitles | القطع هنا كان نظيفا قطع الاعصاب و الاوعية الدموية كان حذرا و تمت اخاطته بشكل جيد |
Bay Napier anlayışla karşılarsınız ki yüzünüzdeki sinirler tamamen parçalanmıştı. | Open Subtitles | أنت تتفهم أن الاعصاب قد قطعت تماما سيد نابيير |
Oruç tutmanın, meditasyonun, ilahi söylemenin sinirsel kimyanızı herhangi bir yolla nasıl değiştireceğini siz söyleyin. | Open Subtitles | ان تخبرني كيف اصوم و التأمل و الترتيل يمكن التغيير , على أي حال فرع علم الاعصاب غير معقول |
Garcia, yüzünün sağ tarafındaki sinirlerde tümör olan kadınlara bak. | Open Subtitles | حسننًا ، غارسيا ، أبحثي عن فتاه مصابه بورم في الاعصاب في الجزء الايمن من وجهها |
MRI'ı yetkisi yalnızca Nörolojik Bilimler Başhekimi'nde var. Bunu sen de biliyorsun. | Open Subtitles | فقط رئيس قسم الاعصاب من يستطيع طلب الرنين المغناطيسي وانتي تعرفي هذا |
Hareketin 100.000 üyesi buna kesinlikle katılıyor ama Kevin Burkhoff, Western Washington Üniversitesindeki bir sinirbilimci aksini düşünüyor. | Open Subtitles | عضو حركة المائة ألف يوافق ولكن "كيفين بركهوف" المتخصص في علم الاعصاب في جامعة واشنطن يعتقد بخلاف ذلك |
Biz de sessiz durmaları gerekirken gürültü yapan ve aktif olan sinirleri buluyoruz ve onları lokal anesteziklerle uyutuyoruz. | TED | نأخذ تلك الاعصاب المزعجة والنشيطة والتي يجب ان تلتزم الهدوء, ونجعلها تخلد للنوم باستخدام مخدر محلي |