| Öğrendiğim ikinci şey uyum. | TED | الدرس الثاني الذي تعلمته هو عن الانسجام. | 
| Şu tür sorular sormaya başladım: "Bu eylem bana ve çevreme daha fazla uyum getirecek mi?" | TED | بدأت أطرح أسئلة مثل: هل سيؤدي هذا الإجراء إلى مزيد من الانسجام وجلب المزيد من الانسجام إلى بيئتي؟ | 
| ahenk ve onurun bir araya geldiği bir kardeşler topluluğuydu. | Open Subtitles | لقد كانت فرقة للأخوة، إنظمام للفريق عن طريق الانسجام والشرف. | 
| "Evrenin korosunda ahenk üreten şeyler bizim kısmi işitme duyumuza düzensiz gibi gelebilir." | Open Subtitles | هذا الذي ينتج الانسجام في جوقة الكون يمكن أن يبدو خلافا لجلساتنا الجزئية | 
| Kar tanesinin büyüleyici güzelliği ve ahengi. | Open Subtitles | الجمال و الانسجام في قطع الثلج | 
| Klasik müzik, armoni kurallarına uyar, bu aynı zamanda fizik ve matematik kurallarıdır. | Open Subtitles | الموسيقى الكلاسيكية تتبع قواعد الانسجام التي هي في الواقع قواعد الفيزياء والرياضيات | 
| İşte bu gerilim ile serbesti veya uyumlu ve uyumsuz sesler arasındaki etkileşim müzik dediğimiz şeyi yaratır. | TED | وهذا هو التفاعل بين الشد والتخفيف، أو الانسجام والتنافر، وهذا هو ما يصنع الموسيقى. | 
| Eyaletlerimiz arasındaki ahenge bir kez daha içelim. | Open Subtitles | لذلك دعونا نشرب, مرة أخرى, إلى الانسجام بين ولاياتنا. | 
| Sakinleme zamanı bu karmaşık zamanda barışı ve kardeşliği anlatan bir şarkı. | Open Subtitles | وقت الانسجام هى أغنية لتعزيز السلام والأخوية فى أوقات الخصام | 
| uyum getirerek kargaşayı azaltmayı deneyen yeni bir yaklaşım tasarladım. | TED | لقد وضعت تصورًا جديدًا يحاول تقليل الفوضى عن طريق إدخال الانسجام. | 
| Bu yüzden, ilerleme ve uyum bakımından sizin bakış açınıza ödün vermek istiyorum. | Open Subtitles | من المثير هذا التقدم و الانسجام أننى سوف أذعن لوجهة نظرك | 
| Amirlerinle, emrindeki askerler arasında uyum sağlamak zordur. | Open Subtitles | من الصعب الانسجام مع كل من مرؤوسينا وأمثالنا من الأتباع | 
| Öte taraftan liberal ve muhafazakarlar arasında olası bir ortak ahenk olacakmış gibi gözükmüyor. | Open Subtitles | إمكانية الانسجام بين الليبراليين وحزب المحافظين بناء عليه بعيد الإحتمال. | 
| Kanserin neresinde güzellik ve ahenk var? | Open Subtitles | اين الجمال و الانسجام في السرطان ؟ | 
| Kanserin neresinde güzellik ve ahenk var? | Open Subtitles | اين الجمال و الانسجام في السرطان ؟ | 
| Kar tanesinin büyüleyici güzelliği ve ahengi. | Open Subtitles | الجمال و الانسجام في قطع الثلج | 
| Sen ahengi yakala ben de çalayım. | Open Subtitles | سأفعل اللحن اذا كنت تفعل الانسجام. | 
| Yayı akortların üstünden geriyorum, ve derinlerde armoni karışıyor, ya da birden çıkıyor. kenardan, sahneye. | Open Subtitles | سأشد حبال قوسي... و في الأعماق سيحدث الانسجام... | 
| Beş armoni dir. | Open Subtitles | خمسة هو الانسجام. | 
| Tabii ki, her şey göründüğü kadar uyumlu değil. | Open Subtitles | بالطبع،لَيسَ كُلّ شيء بهذا الانسجام التّام الذي يبدو لك | 
| Eyaletlerimiz arasındaki ahenge ve bu yeni ailemize kendi ailemizmiş gibi bağrımıza basıp hoşgeldin diyoruz. | Open Subtitles | إلى الانسجام بين ولاياتنا... وإلى هذه العائلة الجديدة, أننا نرحب في حضننا, كأنه منا. | 
| Sakinleme Zamanı | Open Subtitles | وقت الانسجام | 
| Güzel bir kural aslında, ortamdaki uyumu korur ya da en azından bunu amaçlar. | TED | إنها قاعدة جيدة من حيث أنها تحافظ على الانسجام أو من شأنها ذلك. |