| Merhaba. Bugün işteki ilk günüm. Gelip bana şans dileyecek misin? | Open Subtitles | مرحبا ، انه اليوم الاول لي في العمل هل ستأتي وتتمنى لي الحظ السعيد ؟ |
| Biliyorum. Yıllar sonra ilk kez arsızlık yapacağım... | Open Subtitles | اعرف انه الاجتماع الخجول الاول لي منذ سنوات |
| Bu filmi ilk aksiyon filmim olacağı için istemiştim. | Open Subtitles | انا اردت فيلم كهذا . فهو سيكون الفيلم الاول لي |
| Ve üniversitedeki ilk yılımın sonunda, Doktor Barry Zuckerman' in Boston Tıp Merkezinde, Pediatri başkanı olarak yaptığı iş hakkında bir makale okudum. | TED | وعند نهاية العام الاول لي كطالبة في الكلية، قرأت مقالا عن العمل الذي كان الدكتور باري زوكرمان يقوم به بصفته رئيس طب الأطفال في المركز الطبي في بوسطن. |
| İlk günümden beri bana sahip çıktı. | Open Subtitles | وهي تساعدني منذ اليوم الاول لي |
| Bu benim kamuoyuna ilk açılışım olacak. | Open Subtitles | انه الاختيار الاول لي من اللجنة |
| İlk ziyaretçilerimsiniz. | Open Subtitles | جو انت الزائر الاول لي |
| İlk derste yalan söyledim. | Open Subtitles | انه الفصل الاول لي |
| Oh, bu benim ilk eylemcim. | Open Subtitles | ذلك مطالبة بالاقتراع الاول لي |
| Sonya bile onunla ilk karşılaştığımda şu anda bildiklerimi biliyordu. | Open Subtitles | حتى (سونيا) من اللقاء الاول لي معها عرفت ما اعرفه الآن |
| İlk telefon geldi! | Open Subtitles | الاتصال الاول لي |
| Benim ilk bebek hastam ik sene önceydi. | Open Subtitles | الاول لي كان منذ سنتين |
| Bu dava benim için bir ilk. | Open Subtitles | هذه الحالة من النوع الاول لي |
| İlk seferim olacak. | Open Subtitles | سيكون الاول لي |