| Bu iki bilginin de eksik olduğu tek sütun ortadaki olduğu için bu, İngiliz'in Kırmızı duvarlı evi olmalı. | TED | وبما أن العمود الذي لا توجد به هذه المعلومة هو الأوسط فلابد أن يكون منزل البريطاني ذو الطلاء الأحمر. | 
| Şimdi, bir an bile İngiliz Muhafazakarlarının tüm yanıtlara sahip olduklarını söylemiyorum. | TED | الآن لست أقول للحظة واحدة أن حزب المحافظين البريطاني لديه جميع الإجابات. | 
| Müfettiş Lebel toplantı yapmamızı istedi... çünkü İngiliz şüpheliyle ilgili yeni şeyler öğrenmiş. | Open Subtitles | المفوض ليبيل طلب هذا الإجتماع لأن لدية معلومات جديدة عن المشتبه به البريطاني. | 
| Britanya Ordusu karşı konulamaz gücüyle gurur duyarken, ve zafere kesin gözüyle bakılırken, | Open Subtitles | وعندما بدأ الجيش البريطاني بالتفاخر بقوته الساحقة وعندما اعتقدوا ان النتيجة قد حسمت | 
| İngiltere kralı olayları öğrenince onu yakalamaları için bütün filosunu yolladı. | Open Subtitles | حتى عرف الملك البريطاني عن فعلته وبعث أسطوله الكامل للحاق به | 
| Özel İngiliz ve Amerikan banka faizleri arasında dolaşmaya başladı,şöyleydi: | Open Subtitles | بين القطاع الخاص البريطاني والمصالح الأمريكية في العمل المصرفي تذكر: | 
| Yıllık yaz partisinin bugün İngiliz Sosyete takviminde değişmez bir yeri vardır. | Open Subtitles | وتعتبر حاليا حفلته الصيفية من كل عام موعدا ثابتا بالتقويم الاجتماعي البريطاني | 
| Yine de hayatları yakacağınız bilgilere bağlı olan, ...İngiliz vatandaşları var. | Open Subtitles | إلا إن كانت حياة الشعب البريطاني تتوقف على المعلومات التي ستحرقها | 
| 1888'de bir İngiliz göçmen ve müteahhit Hubert Primler tarafından kuruldu. | Open Subtitles | اسست في عام 1888 بواسطة الوافد البريطاني و ممون الابداعات الميكانيكية | 
| ingiliz adam bir seytandi ve pesimizde cehennem köpekleri mi var? | Open Subtitles | ذلك الرجل البريطاني كان كائنًا شيطانيًّا والآن يوجد كلب جحيم يطاردنا؟ | 
| Merak ediyorum da, acaba saldırıda ölen diğer İngiliz askerin adını verebilir misiniz? | Open Subtitles | أنا فضولي، أيمكنك أن تذكر إسم الجندي البريطاني الآخر الذي قُتل في الهجوم؟ | 
| Çünkü burası dışında sen, sadece ben konuştuğumda konuşabilen İngiliz korumam Jasper'sın. | Open Subtitles | لأن هنا، أنت ببساطة جاسبر، لي الكلام عندما الكلام ل حارس البريطاني. | 
| Kırmızı, mavi ve beyaz da İngiliz Bayrağı'ndan değil mi? | Open Subtitles | والأحمر ، الأبيض والأزرق هذا من العلم البريطاني ، صحيح؟ | 
| Ne yazık ki çoktan İngiliz hükümeti adına burada kazı uygulamasına başladım. | Open Subtitles | لِسوء الحظ فقد قررتُ مُسبقاً أنني سأقوم بالتنقيب نيابةً عن المتحف البريطاني | 
| Ortalama bir İngiliz askeri sadece altı ay görev yapıyorlar; İtalyan askerleri dört ay, Amerikan askerleri 12 ay görev yapıyorlar. | TED | ان الجندي البريطاني لا يقضي أكثر من ستة أشهر في أفغانستان والإيطالين 4 اشهر والامريكين 12 شهراً | 
| Sizinle paylaşmak isteyeceğimiz bir şey yaptık, doğaçlamamızın kalbinde, İngiliz halkının sevdiği bir melodi var. | TED | قررنا أن الشيء الذي نود مشاركته معكم، من قلب ارتجالنا، هو لحن محبب للشعب البريطاني. | 
| İngiliz fizikçi John Tyndall, 1850'li yıllarda, -ısı demek olan- kızılötesi radyasyonun laboratuvar ölçümlerini yaptı. | TED | الفيزيائي البريطاني جون تيندال، في خمسينيات القرن 19، أجرى قياسات مخبرية على الإشعاعات تحت الحمراء، والتي هي الحرارة. | 
| Daha önce Britanya ordusunu Knightmare'ler olmadan da bozguna uğratmıştı. | Open Subtitles | قد هزم الجيش البريطاني من قبل دون أن يستخدم النايتمايرز | 
| Almanya'nın, Türkiye'nin, İngiltere'nin Ortadoğu'da ilerlemesine karşı, dayanmasına ihtiyacı vardı. | Open Subtitles | إحتاجت ألمانيا صمود تركيا ضدّ التقدّم البريطاني فى الشرق الأوسط | 
| Sponsoru da Britanyalı işadamı James Caulfield. | Open Subtitles | المملوك من قبل رجل الأعمال البريطاني جيمس كولفيلد | 
| İngilizlerin, kadınlarımı ayakkabısız görmeleri olur mu? | Open Subtitles | هل سيكون مناسباً للشخص البريطاني رؤية نسائي بدون حذاء؟ | 
| Ama buna rağmen, diğer 25 öğretmen ile beraber British Council tarafından işe alındım. | TED | و مع ذلك أستلمت وظيفة من المعهد البريطاني بجانب 25 معلمة | 
| Bu reis diyor ki, "İngilizler okumayı biliyor, ama onlara ne yararı oldu?" | Open Subtitles | الزّعيم يقول، البريطاني يجيد القراءة، فماذا فعل له ذلك؟ | 
| Aussie Brit' i dövdü, yine her yerde külleri var. | Open Subtitles | السائق الاسترالي هزم سائقنا البريطاني ونثر رماده مجدداً | 
| Polonya'nın genç erkekleri, Kraliyet Hava Kuvvetleri'ndeki Polonya hava filosu ile ülkelerinin intikamını alıyordu. | Open Subtitles | شباب بولندا ينتقمون لبلادهم انه السرب البولندي في سلاح الجو الملكي البريطاني | 
| Durumları daha acilse yaralı Talibanlara yaralı İngilizlerden önce müdahale edilir. | Open Subtitles | فكان المصاب بجروح خطيرة من "طالبان"، يُعالج قبل البريطاني إن كانت حالته حرجة أكثر. ويفعل هنا الشيء ذاته. | 
| BP ile anlaşmak için üç ay Londra'da kaldık. | Open Subtitles | لقد كنا في لندن لثلاثة أشهر محاولين للنيل من البترول البريطاني | 
| Yani İngilizlere göre, ülkelerindeki her 100 kişiden 24’ü Müslümandı. | TED | الشعب البريطاني يعتقد ان 24 من كل 100 شخص في البلاد مسلمون. | 
| British Museum'un da işin içinde olması gerek tabi. | Open Subtitles | بالتــأكيد . المتحف البريطاني سيكون في سباق مع ذلك |