| Seri cinayetler işleyen birini can çekişen bir insan heyecanlandırır. | Open Subtitles | الذى يثير القاتل المتسلسل هو المعاناة والموت فى الجنس البشرى |
| Günaydın, insan bekçi. Bizi içeri al. Hepsi bu kadar. | Open Subtitles | عمت صباحا, أيها الحارس البشرى دعنا ندخل هذا كل شىء |
| Vampir olduğun kesin. İnsan olsan şimdi hastanede olman gerekirdi. | Open Subtitles | أنت مصاص دماء بالتأكيد البشرى كان ليكون فى المستشفى الآن |
| İyi haber ise kızın uyuşturucu bağımlısı ve sen de ölüsün. | Open Subtitles | البشرى هي أن ابنتك مدمنة مخدرات وأنت ميتة سلفاً. |
| Kendisi için yaşamıştır ve insanlığın şeref tacı olan şeyleri ancak kendisi için yaşamakla başarmıştır. | Open Subtitles | لقد عاش لنفسه وفقط بحياته لنفسه كان قادراً على أنجاز الأشياء التى هى مجد الجنس البشرى |
| Şu anda, insanlık tarihinin en büyük deniz araması yapılıyor. | Open Subtitles | و تجرى حاليا اكبر عملية بحث بحرى فى التاريخ البشرى |
| İnsanoğlunun güzel fikirleri alıp, inançlarını bunların üzere kurarak herşeyi yanlış yorumladığını söylerdi. | Open Subtitles | هو قال الجنس البشرى فهم كل خطاء يأخذ الفكرة الجيدة ويبنى اعتقادة عليها |
| Eğer şimdi insan DNA'sını kullanmazsak, bunu bir başkası yapacak. | Open Subtitles | إن لم نستخدم الحامض النووى البشرى الاَن, فسيستخدمه شخص اَخر |
| Sosyal medya Jethro, şüpheli insan davranışlarından oluşan bir lağım gibidir. | Open Subtitles | وسائل التواصل الإجتماعية ، جيثرو هى بالوعة للتساؤل عن السلوك البشرى |
| Bunu bebeklerin ve küçük çocukların insan türünün araştırma ve geliştirme bölümü olduğu olarak görebiliriz. | TED | لذا يمكننا التفكير بالأمر وكأن الأطفال الرضع وحديثي السن أشبه بأقسام البحث والتطوير للجنس البشرى. |
| İnsan zihninin boş bir levha olduğundan şüphe etmek için pek çok neden var ve bu nedenlerin bazıları sadece sağduyudan gelir. | TED | هناك عدد من الأسباب تدعو للشك فى أن العقل البشرى هو لوح خالي، وبعض منها يأتى من الفطرة الطبيعية. |
| Çünkü insan aklı, çok parçalı, karmaşık bir sistemdir ve bu parçaların bazıları diğerlerini engeller. | TED | ذلك بسبب أن العقل البشرى هو نظام مُعقد مكون من أجزاء كثيرة , وبعض هذه الأجزاء يستطيع أن يكبح الأجزاء الأخرى. |
| Savaştan insan hatasını çıkardılar Heini. | Open Subtitles | لقد تجنبوا الخطأ البشرى فى الحرب يا هاينى |
| Bir insan, kaybettiği zaman bunu bilir ve kendisini kurtarmak için gayret eder. | Open Subtitles | الكائن البشرى يعرف متى يضيع , ويحاول انقاذ نفسه |
| İyi haber şu ki, en azından dramatik bir giriş yapacaksın. | Open Subtitles | البشرى أنّك أقلُّها ستدخل على نحوٍ دراميّ. |
| Ama iyi haber gelecek olan adam cadı işlerinin kitabını yazmış birisi. | Open Subtitles | البشرى أن الرجل القادم عليم بشؤون السحرة على نحوٍ لن تصدقيه. |
| Roma hukuku, mimarisi, edebiyatı insanlığın gururu. | Open Subtitles | القانون الرومانى ، الهندسة المعمارية ، الأدب هما مجد الجنس البشرى |
| İnsanlık kendini asla yok etmeyecek ya da yok edilmiş hissetmeyecektir, Bay Wynand. | Open Subtitles | الجنس البشرى لن يدمر بعضه سيد ويناند ولا ينبغي لها ان تفكر في نفسها كحطام |
| İnsanoğlunun bildiği bütün böcekler beni ısırdı. | Open Subtitles | لقد تم عضى بواسط كل حشره عرفها الجنس البشرى |
| Ölümlü babamın asla yapmadığı tarzda beni onayladın! | Open Subtitles | أنت إستحسنت تصرفاتى بطريقة والدى البشرى لم يفعلها |
| Öte yandan, insanoğlu... saldırganca tehlikeli bir tür. | Open Subtitles | وعلى الجانب الاخر الجنس البشرى مخلوق خطر جدا |
| İlki, psikolojinin tıpkı insanın zayıf taraflarıyla olduğu kadar güçlü taraflarıyla da ilgilenmesi gerektiği. | TED | أولا أن علم النفس يجب أن يكون معنياً بالقوة البشرية والضعف البشرى بنفس القدر. |
| Burada sadece insan vücuduyla değil kendinizle de ilgili şeyler öğreneceksiniz ve bunlar önünüzdeki dört yılın en değerli dersi olacak. | Open Subtitles | أريدكم أن تعلمو أن ماستتعلموه هنا ليس فقط عن الجسد البشرى بل عن أنفسكم |