| Ve tabanla iç astar arasını da, ne görüyorsunuz? | Open Subtitles | بين القاعدة و البطانة الداخلية ماذا ترين ؟ |
| Böyle bir durumda, gümüş astar demek ki... | Open Subtitles | مثلا في هذه الحالةِ، البطانة الفضّية سَتَكُونُ... |
| Gümüş astar. | Open Subtitles | البطانة الفضّية. |
| astarı herhangi bir takip cihazı koyamayacağımız kadar ince. | Open Subtitles | البطانة رقيقة جدا علينا لوضع أداة تتبع أيّ مدى داخلها |
| İç astarı çok yumuşak. | Open Subtitles | البطانة الداخلية ناعمة جدًا |
| Astarını çıkartmayı düşünmüş olmayı dilerdim. | Open Subtitles | أتمنى لو كان في إمكاني إزالة البطانة , بالرغم من ذلك |
| Astarın altında elmasların saklanabileceği, gizli bir yer var. | Open Subtitles | هناك شئ مخفي في البطانة . شئ كالمقصورة و الذي يمكن أن الألماس يوضع فيها |
| Bu sefer gümüş astar ne? | Open Subtitles | متى وقت البطانة الفضية؟ |
| Gümüş astar! | Open Subtitles | البطانة الفضية ! |
| - astar ya. | Open Subtitles | البطانة |
| -Pekala, astarı farklı gibi görünüyor. | Open Subtitles | -حسنا, البطانة مختلفة |
| Güzelim astarı ne hale getirmişsin. | Open Subtitles | انا (واين دمرت البطانة الداخلية؟ |
| Astarını seversiniz bunun. | Open Subtitles | تفقّدها لترى ما إذا كانت البطانة تعجبك. |
| Astarını sökmem gerekecek. | Open Subtitles | علي نزع البطانة |
| Herbir zırh ve Astarın, içlerindeki her şeyin büyük bir titizlikle vidalarını kendi ellerimle sıkmam, başından sonuna her şeyi yapmam gerekti. | Open Subtitles | فى كل جزء من الغلاف الخارجى أو البطانة الداخلية ،كل شئ فيه |
| Hayır, dokunmadı. Astarın içine sokamadı ki elini. | Open Subtitles | لا, لم تفعل, لم تتمكن من إدخال يدها من خلال البطانة |