| Eğer gideceksen, silahı da al. | Open Subtitles | ,إذا كنتِ تنوين الذهاب خذي البندقيّة معكِ |
| Aptal herif silahı çalmaya çalıştı, başka seçeneğim yoktu. | Open Subtitles | حاول الأحمق أخذ البندقيّة منّي. لمْ يكن لديّ أيّ خيار آخر. |
| Ama benim meselem, şu tüfeği bana vermesi için ne yapabilirim diye. | Open Subtitles | لكني الآن أعرف كيف أنه سيتطلع لإعطائي تلك البندقيّة |
| Sıcaklıklar artıyor, deniz suyu seviyesi yükseliyor ve Venedik'in önümüzdeki yıllarda yok olacağı söyleniyor. | TED | بسبب ارتفاع درجات الحرارة في العالم، سيتواصل ارتفاع مستوى البحر، و يقال بإنّ البندقيّة قد تختفي تماما في العقود المقبلة. |
| Annenle sen babanın, vurulduğunu ilk duyduğunuzda, bir tüfek ve colt almaya gittiniz. | Open Subtitles | حينما علمتي أنتي ووالدتكِ ، بشأن موت والدكِ . ذهبتما لتخرجا البندقيّة والمسدس |
| tüfeğin olayı hedefi uzak mesafeden vurmaktır. | Open Subtitles | غاية البندقيّة هو إصابة الهدف من مسافة بعيدة |
| Şimdi hemen o aptal silahı içeriye götür. | Open Subtitles | الآن، ضع هذه البندقيّة الغبية في الداخل. |
| Neyden sözettiğini anlamıyorum, sadece lanet silahı aşağıya indir. | Open Subtitles | لا أعرف ما الذي تتحدث عنه، فقط أبعد البندقيّة. |
| Seni kızıma sarkıntılık ederken yakalarsam bu silahı üstünde kullanırım. | Open Subtitles | ...أمسكتكَ مع ابنتى سأطلق النار عليك من تلك البندقيّة |
| silahı arkamdan çekmeye yetecek kadar mı? | Open Subtitles | إلى درجة إزاحة البندقيّة عن ظهرى؟ |
| silahı saklamak zorunda kalacaksın. | Open Subtitles | سيتعيّن عليك التخلّص من البندقيّة |
| Evet.Birine bu makineli tüfeği almasını emrettiğim gibi. | Open Subtitles | نعم مثل الأمر الذى أعطاه لأخذ هذه البندقيّة الآلية |
| Seninle konuşurken o tüfeği parlatmayı bırakabilirsin. | Open Subtitles | يمكنك التوقف عن تلميع تلك البندقيّة بينما أتحدّث إليك |
| O tüfeği saklamayı akıl erdiremeyeceğinden korkuyordum. | Open Subtitles | ... كنت أخشى أنكِ لم تفكري في أخفاء تلك البندقيّة |
| Ve Venedik'e gidebiliriz. | Open Subtitles | "ويمكننا أن نختم بـ "البندقيّة "ستحبين "البندقيّة |
| Lido Paris'te değil, Venedik'te. | Open Subtitles | "الليـدو" في "البندقيّة" وليس في "باريـس"! |
| Beraber seyahate çıkmışsınız... Bali, Venedik. | Open Subtitles | "يبدوأنّكمسافرتممعاً،"باليّ"،"البندقيّة.. |
| tüfek kullanmayı 5 yaşındayken bana o öğretti. | Open Subtitles | لقد علّمني إطلاق البندقيّة عندما كان عُمري خمسة سنوات |
| Yapabileceğimizin en iyisini yapmak için, öndeki makineli tüfek en iyi atış pozizyonunda değil. | Open Subtitles | هذا أقصى ما نستطيع أن نفعله تلك البندقيّة الآلية الأماميّة ليست فى موقع اطلاق نيرانى مؤثر |
| Çoğu poligon bu tüfeğin mermisinden satmıyor. | Open Subtitles | معظم ميادين الرماية لا تبيع القذائف التي تستعملها هذه البندقيّة |
| Anlıyorum. Taşıdığın tüfeğin sadece Strigoi'ler için olmadığını farz ediyorum. | Open Subtitles | لقد فهمت, وأعتقدُ بأنَّ البندقيّة التي تحملها |
| Demin elinde tuttuğun tüfekle onu suratından vurdum. | Open Subtitles | أرديتُه في وجهه بتلك البندقيّة التي كنتَ تحملها قبل قليل |
| Hadi ama, tüfeğini indir de konuşalım. | Open Subtitles | حقًّا، ضع البندقيّة جانبًا" "ولنتحدّث |