| Bahamalar'daki bir naylon şirket gibi. Onu piyon olarak kullandılar. | Open Subtitles | مثل شركة وهمية في جزر البهاما لمجرد تحريكه خلال اللوحة |
| Bu yerlerden birinin adı Kaplan Plajı idi, kuzey Bahamalar'da, kaplan köpekbalıklarının sığ sularda toplaştığı bir yer. | TED | واحد من المواقع تلك يدعى نمر الشاطىء في جزر البهاما الشمالية حيث نمر القرش يقع في المياة الضحلة |
| Limon köpekbalığı yavrularını çekmek için, Bahamalar'da Bimini adasına gittim. | TED | لذا ذهبت الى جزيرة بيميني ، في جزر البهاما ، لتصوير جراء القرش من فصيلة قرش الليمون. |
| onu arayamadığını, Bahamalara dönünce arayıp söyleyeceksin. | Open Subtitles | أخبرها بأنك لا تستطيع، وأنك ستتصل بها عندما ترجع من البهاما |
| Yeni bir hayat kurmak için... bu Cuma Bahamalara taşınacaktık. | Open Subtitles | كنا نود الذهاب يوم الجمعة الى جزر البهاما لنبدأ من جديد |
| Tahminime göre Bahamalarda olduğunu söyleyebilirim. | Open Subtitles | أعتقد أنه بإمكانك القول أنها في البهاما أتمنى لو كنت في البهاما |
| Kislarini Bahamalar'da yazlarini Hamptonlar'da geçiren bir kadin. | Open Subtitles | امرأة تصرف الشتاء في البهاما و الصيف في هامبتون |
| Bütün ithamlardan kurtulur ve Bahamalar'a bir çift uçak bileti alırsın. | Open Subtitles | وستنال حصانة كاملة وتذكرتي سفر الى البهاما |
| Kislarini Bahamalar'da yazlarini Hamptonlar'da geciren bir kadin. | Open Subtitles | امرأة تصرف الشتاء في البهاما و الصيف في هامبتون |
| Demek anlaştık. Bahamalar'a bir gemi gezisi yapacağız. Harika olacak. | Open Subtitles | اذا لابد ان نأخذ رحلة بحرية إلى جزر البهاما |
| Ödünç aldım. Bununla Bahamalar'a falan gidecek değiliz. | Open Subtitles | لقد إستعرتها وكأننا لن نذهب إلى البهاما أو أيّ شئ ما |
| Hırsızın ödemesi Bahamalar'daki izlenemeyen bir hesaba üç milyon avro yatırılarak yapılmış. | Open Subtitles | السرقة موّلت بتحويل ثلاثة ملايين يورو إلى حساب غير قابل للتقصّي في البهاما. |
| Pekala, teknemi tamir edeceğim ve bir süreliğine Bahamalar'a giderim. | Open Subtitles | حسنا، سأصلح القارب وأذهب إلى البهاما لفترة |
| Bahamalar gibi Barbuda da düzdür ve uçsuz bucaksız kumsallarıyla ünlüdür. | Open Subtitles | مثل البهاما الباربودا بدون تغيير , ومشهور بشواطئِه الرمليةِ اللانهائيةِ. |
| Bahamalar'da kafes içinde dalmış ve bir tanesini çok yakından görmüştüm. | Open Subtitles | ذهبت في الغوص قفص في جزر البهاما. المنشار واحد على وثيقة وحيا جدا. |
| Babanla biraz kaçamak olsun diye Bahamalara uçuyoruz. | Open Subtitles | والدك سيسطحبنا إلي جزر البهاما للإبتعاد لبعض الوقت |
| Ben sadece Bahamalara seyahat etmek istedim. | Open Subtitles | أنا فقط أردت الإنطلاق البهاما. |
| Bahamalara gidiyoruz, başka söz istemem. | Open Subtitles | نحن سنذهب إلى "جزر البهاما" و ليس هنالك أي شيء آخر سوى ذلك |
| Tahminime göre Bahamalarda olduğunu söyleyebilirim. | Open Subtitles | أعتقد أنه بإمكانك القول أنها في البهاما أتمنى لو كنت في البهاما |
| Düsesim Naomi onun yakisikli dükü ben ve kalemiz Bahamas Okyanus Kulübü. | Open Subtitles | مع ناعومي.. دوقتي و أنا دوقها الوسيم و محيط البهاما خلفنا |
| G bir şeyi... Bahamada ki o satılık evi gördüm. | Open Subtitles | أتعلمين لقد رأيت ذلك المنزل في البهاما معروض للبيع |
| Sonra futbolcuyla evlenip, Bahamaları satın alırsın. | Open Subtitles | وقبل أن تعلمين كنت تزوجت لاعب كرة قدم وقمت بشراء جزر البهاما |
| Bunu buldum. Bahamalardaki bir şirket için havale talimatları yazıyor. | Open Subtitles | لقد وجدتُ معلومات الشحن إلى الشركة .التي في (جزر البهاما) |