| Sana o kullanılmış Pontiac'ı satan adamın erkek kardeşiyim. | Open Subtitles | اتمزح؟ أنا شقيق ذلك الرجل الذي باع لك البونتياك |
| Elindeki Pontiac tam bir klasik Frank. | Open Subtitles | البونتياك التي لديك في الخارج فرانك انها سيارة كلاسيكية حقاً. |
| O zaman bana Pontiac'lı beyaz adamı anlatsan senin için sorun olmaz. | Open Subtitles | إذاً فستخبريني عن الرجل الأبيض مالك البونتياك الخضراء |
| İfadenizde, camları filmli olan yeşil bir Pontiac'a bakarken göz ucuyla gördüğünüz kişinin müvekkilim olduğunu kesin bir şekilde ifade etmediniz mi? | Open Subtitles | حقَّاً هي شهادتُكَ حيث كُنْتَ تُحدّقُ إلى النوافذِ المعتمة بتلك البونتياك الخضراء |
| Buyrun - tek kırmızı Pontiac etrafında, mekan uzak yöneldi. | Open Subtitles | ها انتى , البونتياك الحمراء الوحيدة بالانحاء لقد توجهت بعيداً عن موقع الجريمة |
| Her neyse, Pontiac çalan bir adama bir sürü iş yaptık. | Open Subtitles | على كل حال , لقد قمنا بالكثير من الاعمال لهذا الشخص الذي يسرق سيارات البونتياك |
| Yüzlerce araba çaldı, hepsi de Pontiac'tı. | Open Subtitles | لقد سرق المئات من السيارات كلها من نوع البونتياك |
| Doug Judy'nin Pontiac haydutuyla görüşmek için kullandığı kullan-at telefon annesinin evindeymiş. | Open Subtitles | اذا الهاتف المحروق الذي استخدمه دوج جودي للتوصل مع سارق البونتياك هو في منزل والدته |
| Bu Pontiac haydutu kaç araba çaldı? | Open Subtitles | كم عدد السيارات التي قلت ان سارق البونتياك قام بسرقتها ؟ |
| Pontiac haydutunun kaçmasına izin veremem. | Open Subtitles | لا استطيع ان ادع لص البونتياك يفلت من يدي |
| Pontiac'ı bile delik deşik edersiniz. | Open Subtitles | , بسبطانة طويلة يخرق سيارة البونتياك |
| Şu Pontiac'a bak baba! T1000 mi ki acaba? Bunlardan mı alsak, ne yapsak? | Open Subtitles | ابي, انظر لتلك "البونتياك" ربما يمكننا الاستفاده منها |
| Evet. Bir keresinden babamın Pontiac'ını ödünç almıştım. | Open Subtitles | لقد استعرت سيارة ابي البونتياك ذات مرة. |
| Şimdi Pontiac Cady'nin arabasına çarptığında onu uçurmuş olmalı. | Open Subtitles | الآن، عندما اصطدمت "البونتياك" بسيّارتها . لابدّ وأنّ ذلك جعلها تطير |
| Hayır, neyse falan değil. Pontiac haydutu benim düşmanım. | Open Subtitles | لا , هذا مهم , سارق البونتياك هو عدوي |
| Sonunda karşı karşıyayız, Pontiac haydutu. | Open Subtitles | سنلتقي آخر مره يا لص البونتياك |
| Pontiac haydutunu yakalamaya yardım etti. Anlaşma buydu. | Open Subtitles | لقد ساعدنا بإمساك لص البونتياك |
| Pontiac haydutu sensen, bu herif kim oluyor? | Open Subtitles | اذا كنت لص البونتياك فمن هذا الجوكر ؟ |
| Kredi kartları ve Pontiac gibi. | Open Subtitles | كبطاقات الإئتمان و سيارات البونتياك |
| Dorothy, dışarıdaki kırmızı Pontiac Fierro'yu görüyor musun? | Open Subtitles | (دوروثي), أترين السيارة البونتياك الحمراء بالخارج ؟ |