dediler. Ve onların yardımlarıya, vize başvurusu için konsolosluğa gittim. | TED | إذن وبمساعدتهم، ذهبت إلى السفارة وتقدمت بطلب للحصول على التأشيرة. |
Viyana'da bir Fransız okuluna devam edecektim. Babam vize işlerini halletti. | Open Subtitles | ارسلوا بي الى مدرسة فرنسية في فيينا ابي احضر لي التأشيرة |
Bitmek tükenmek bilmeyen onca ayı İtalya'da vize bekleyerek geçirdik. | Open Subtitles | طوال الشهور التي لا نهاية لها. بقينا في إيطاليا. ننتظر التأشيرة. |
Bak, iki pasaport var. Bunun tarihi geçmiş, ama vizesi geçerli. | Open Subtitles | أنظر، جواز السفر هذا منتهى التاريخ، لكن التأشيرة صحيحة |
O halde vizenin içine dahil edin, biz de mahkeme için hazır olalım. | Open Subtitles | ضع ذلك في التأشيرة وسنكون على استعداد للمحكمة. |
Açıkça şöyle yazıyor: "Amerikan hükümeti ağır veya tekrarlanmış suçlarda vizenizi iptal edebilir." | Open Subtitles | إنه مكتوب بوضوح أن الإدارة الأمريكيه يمكن أن تلغي التأشيرة في حالة إرتكاب جريمة خطيرة أو متكررة |
Pasaportundaki İngiliz vizesini, bu eskisiyle değiştir. | Open Subtitles | قومي بإستبدال التأشيرة البريطانية في مطاره |
Bitmek tükenmek bilmeyen onca ayı, İtalya'da vize bekleyerek geçirdik. | Open Subtitles | طوال الشهور التي لا نهاية لها، بقينا في إيطاليا. ننتظر التأشيرة. |
vize için gereksiz yere zamanını harcıyorsun. | Open Subtitles | ليس من الضروري أن تهدر وقتك علي التأشيرة |
Eğer para gerçek olursa vize de gerçek olur. | Open Subtitles | إذا كان النقد حقيقي التأشيرة أيضا ستكون حقيقية |
Evet, yasalara saygılı, vize süresini aşarak çiğnediği ilk yasa haricinde. | Open Subtitles | نعم, يحترم القانون باستثناء القانون الأولي اللذي كسره من خلال تجاوز مدة التأشيرة الممنوحة له |
Açıkçası mükemmel bir iddia, ama ne yazık ki vize başvurusunu dikkate alamam. | Open Subtitles | في الواقع, إنها إدعاء ممتاز, لكن لسوء الحظ, لا يمكنني أخذ طلب التأشيرة بالإعتبار |
Salif'in vize başvurusunu sistemden silebilirim. | Open Subtitles | أستطيع مسح طلب التأشيرة التي قدّمها صاليف من النظام |
Öncelikle bir vize ve bir uçak bileti alırlar, sonra borcunu ödemek için bir seks kölesi olmaya zorlarlar. | Open Subtitles | الأولى تحصل على التأشيرة وتذكرة الطائرة ثم يجبرك على ممارسة الجنس معه لتسديد هذه الديون |
vize rekabet ihlali davası yaratıcı dava teknikleri arasında birinci sınıftır. | Open Subtitles | قضية مكافحة إحتكار التأشيرة كانت في الفئة الرئيسية للتقنيات المبتكرة في المحاكمة |
vize çalışanlarını öldürmek isteyenler işinde en iyi olan adamı tutmuşlar. | Open Subtitles | أياً كان أراد طاقم التأشيرة أن يموت، لقد .دفع للحصول على أفضل عامل فيهذا المجال |
Bütün başvuru yapanlar, farklı bir vize görevlisini kullanmış. | Open Subtitles | الآن في كل طلب، إنه أستخدم ،عضو مختلف من فريق التأشيرة |
Aslında vizesi süresiz olarak uzatılmış. | Open Subtitles | في الواقع، تم تمديد التأشيرة لأجل غير مسمى. |
Aditi bir hafta içinde Amerika'ya gidiyordu. vizesi bile hazırdı. | Open Subtitles | اديتي كانت ذاهبة الى امريكا لقد حصلت على التأشيرة |
Anlaşmamızın her kısmına saygı gösterdik, vizenin kabulünün dışında. | Open Subtitles | نحن نحترم كل جزء من اتفاقنا باستثناء منح التأشيرة. |
Sadece bunu imzalarsanız vizenizi vermem söylendi. | Open Subtitles | لقد صدرت تعليمات لي بإصدار التأشيرة إلا إذا قمت بتوقيع هذا |
Her şey Arjantin vizesini almama bağlı. | Open Subtitles | غدا سنرى كل شيء يعتمد على التأشيرة |
Vizen verilmedi ne önemi var. | Open Subtitles | لم تحصل على التأشيرة هذا ليس شيئا مهما |