| bir sonraki yapmamız gereken şey, tüm yapıyı kontrol etmek ve düzenlemek. | TED | الشيء التالي الذي يتعين علينا القيام به، هو مراقبة وتنظيم الهيكل بأكمله. |
| Ve bir sonraki bildiğin şey kendini daha iyi hissetmen? | Open Subtitles | والشيء التالي الذي تعلميه انك تشعري أنك راضية عن نفسك؟ |
| - O adamların geleceği bir sonraki yer bar olabilir. | Open Subtitles | لإنني ربما اكون المكان التالي الذي سيتجه هولاء الرجال له |
| Sonra bir baktım ki, kurban hakları konusunda polisi motive eden uzman olmuşum. | Open Subtitles | الشيء التالي الذي عرفته هو انني أصبحت خبيراً في التحريض لحقوق ضحايا الشرطة |
| Sonrasını biliyorsunuz. 1. derece, 9 ceset | Open Subtitles | والشيء التالي الذي اناله، اتهم في 9 جرائم قتل من الدرجة الاولي. |
| Bir dahaki sefere ağzından çıkan açıklama olsa iyi olur. | Open Subtitles | من الأفضل أن يكون تفسير هو الشيء التالي الذي تقوله. |
| Kol düğmelerimi gösterdim. Sırada saatim var. | Open Subtitles | لقد أريتكَ أزرار أكمامي الشيء التالي الذي سأريه لكَ هي ساعتي |
| Bir bakmışsın, seni öldürmeye çalışıyorlar. | Open Subtitles | الشئ التالي الذي تعرفه هو انهم سيحاولون اخراجك ماذا ؟ ماذا ؟ |
| Yoksa Sonrasında göreceğiniz şey bir rehinenin pencereden aşağı düşmesi olur. | Open Subtitles | وإلاّ الأمر التالي الذي ستراه يحدث هو رهينة تسقط من النافذة. |
| bir sonraki adımı Martin Charles'ı bir çorbacıya dönüştürmek olacak. | Open Subtitles | الأمر التالي الذي أعرفه، أنّه سيحوّل الشركة إلى مطعم للفقراء. |
| Yaptığımız bir sonraki şey, ya da hallettiğimiz sorun bu hareketi düzenlemekti. | TED | هكذا، والشيء التالي الذي قمنا به، أو التحديات التي واجهنا كان لتنسيق هذه الحركة. |
| Göstermek istediğim bir sonraki proje bana bir yabancıdan eposta yoluyla geldi. | TED | المشروع التالي الذي أريد أن أعرضه قُدّم لي في بريد إلكتروني من شخص مجهول. |
| Bazen bizi cevaba götüren sorduğumuz sorulardır, bir sonraki kişi bu soruyu cevaplamamıza yardım edebilir. | TED | بعض الاحيان السؤال الذي سالت يساعد علي الوصول للاجابه الشخص التالي الذي يمكن ان يساعدك لتجاوب هذا. |
| bir sonraki bulmam gereken şey pilleri denetleyen kod ama tekrardan samanlıktaki iğne sorununa geri dönüyoruz. | TED | الشيء التالي الذي ينبغي أن أجده هو البرمجة المتحكمة بالبطارية، وبهذا نعود إلى مشكل الإبرة بكومة من الإبر. |
| Yaptığımız bir sonraki şey, savunma örgütleri inşa etmekti. | TED | كان الشيئ التالي الذي فعلناه هو بناء منظمات تأييد. |
| Şimdi sormak istediğim bir sonraki soru ise: Ne ölçmek istersiniz? Ne analiz etmek istersiniz? | TED | الان, السؤال التالي الذي يخطر ببالكم طرحه مالذي تودون قياسه؟ و مالذي تودون تحليله؟ |
| Sonra bir geldin ki dövmeli lav içinde mi kalmış? | Open Subtitles | الشيء التالي الذي رأيتيه هو ذو الوشم مغطى بالحمم المنصهرة؟ |
| Sonra bir bakmışım dairemde uyanmışım, elim yüzüm kan içindeydi. | Open Subtitles | والشيء التالي الذي أعرفه هو أنني استيقظت بشقتي مضرجة بالدماء |
| Ona karşı iyi davranmaya çalışıyordu. Sonrasını biliyorsun. İşini kaybetti. | Open Subtitles | كانت تُحاول أن تكون لطيف معه، الأمر التالي الذي تعرفه أنّها خسرت وظيفتها. |
| Sonrasını biliyorsunuz. Masamda bir mesaj vardı. | Open Subtitles | الشيء التالي الذي تعلمون، هناك رسالة على مكتبي |
| Bir dahaki sefere çatını özleyeceksin herhalde. | Open Subtitles | أظن الشيء التالي الذي ستشتاق إليه هو سطح بيتك |
| Sırada bunun kesilmesi var.. | Open Subtitles | الشخص التالي الذي يقفز هو من سيتعرض للقطع |
| Göze ve buruna kaçar, enfeksiyon yayılır Sonra bir bakmışsın ki "lanet nedeniyle bir ölüm daha" olmuş. | Open Subtitles | يصلإلىالأعينوالأنف، تنتشرالعدوى، والشيء التالي الذي تعرفه، هو وفاة من اللعنة |
| Sonrasında bir de bakmışım, anılar dalgıç kuşu gibi birden geri gelmiş. | Open Subtitles | ثمّ الأمر التالي الذي أعرفه، تعود إليّ الذكريات مُجدّداً، وتُغرقني كالطائر السامك. |