| Geriye çok fazla yaslanma, sırtında kırışıklıklar oluşur. | Open Subtitles | لا تمل ظهرك كثيراً تحصل على التجاعيد في الظهر |
| Belirtisi de alnın ortasında kısa kırışıklıklar. | Open Subtitles | ارتفاع الزاويتان و التجاعيد القصيرة في منتصف الجبهة |
| YaşIı, buruşuk, kırışık bir erkek bu. Genç kız filan değil senin dediğin gibi. | Open Subtitles | هذا هو الرجل ، البالغ من العمر ، التجاعيد ، تلاشى ، ذابل ، وليس قبل الزواج ، وانت تقول انه لر. |
| Derginizi okurken bir tane kırışık suratlı birini göremiyorum ya da tek dişiyle sırıtan birini. Utanç verici! | Open Subtitles | عندما قرأت مجلتك ، لم أرى بها وجه يحمل التجاعيد أو شخص ليس لديه أسنان ، يا للعار |
| Her zaman söylemişimdir, aşağıda ne kadar kırışıklık varsa o kadar iyidir. | Open Subtitles | أَقُولُ دائماً كلما كثرت التجاعيد هُنا هيكون أعظم |
| Bilirsiniz, kırışıklıkları azaltmak için cilt dolguları, dudak büyütücüleri veya daha komplike medikal implantlar, kalp kapakçıkları gibi. | TED | أشياء بسيطة مثل الحشو الجلدي للتخفيف من التجاعيد نفخ الشفاه وعمليات أكثر تطوراً مثل زرع صمامات القلب |
| Kızarıklıklara ve böcek ısırıklarına çok iyi geliyor.kırışıklar üzerinde mucizeler yaratıyor. | Open Subtitles | وجيدة جداً على الطفح الجلدي ولدغات الحشرات، وخارقة على التجاعيد |
| Güle güle, kırışıklıklar. Güle güle,yağlı karın. | Open Subtitles | الوداع ايتها التجاعيد الوداع ايتها البطن المترهله |
| Düğünden önce kırışıklıklar oluşturmaya mı çalışıyorsun? | Open Subtitles | أتحاولين أن تحصلي على التجاعيد قبل الزفاف؟ كلا |
| Kutularda kırışık önleyici krem, rimel, nemlendirici ruj... banyo köpüğü, çabuk kuruyan oje, hazır ağda... | Open Subtitles | كل علبة تحتوي على كريم ضد التجاعيد مَسْكًَََرة رموش مرطب أحمر شفاه خرز حمّامُ طلاء اضافر سريع الجفاف |
| İyi görünüyorsun. Ağız kenarları biraz kırışık ama yaşlı bir adam için hiç fena değil. | Open Subtitles | أنت تبدو بحالة جيدة يوجد الكثير من التجاعيد على وجهك ليس سيئاً بالنسبة لرجل مسن |
| Suratını öyle yapmaya devam edersen o kırışıklık kalıcı olacak. | Open Subtitles | اذا استمريتي بعقد حاجبكِ فتلك التجاعيد في اعلى الانف ستصبح دائمه |
| Şuranda kırışıklık var, buranda sivilce var. | Open Subtitles | الكثير من التجاعيد هنا و الكثير من البثور هناك. |
| Tanrım, yüzündeki her kırışıklık ve gözeneği görebiliyorum. | Open Subtitles | رباه، يمكنني رؤية كل التجاعيد والمسام في وجهك؟ |
| Şimdi de kırışıklıkları ve üzüntüden dolayı oluşan çizgileri peruğunuzun altında doğru kaydırıyorum. | Open Subtitles | ثم أرفع التجاعيد و خطوط القلق إلى أعلى حيث خط بداية الشعر |
| Tüm bu kırışıklar, çizgiler ve beyaz saçlarınla değil. | Open Subtitles | كل هذه التجاعيد والخطوط هذه الشعرات الرمادية |
| Göz çevren kırışmış. | Open Subtitles | تعلم انه لديك القليل من التجاعيد السيئة جدا |
| Evet, yani yaşlandıkça, belki kilo alırsın, çocuk sahibi olursun, kırışıkların olur. | Open Subtitles | نعم تعرفين حالما تكبرين سنا ربما يزيد وزنك ، ترزقين بأطفال التجاعيد |
| Aman Yarabbim, şu kırışıklıklara bak. | Open Subtitles | .ياإلهي أنظر لكل هذه التجاعيد 329 00: 14: 18,590 |
| "Çok düşünürsen yüzün kırışır." | Open Subtitles | التفكير الكثير يسبب التجاعيد |
| Bu kırışıkları geri vermek isterdim. | Open Subtitles | أنا لا أمانع بإعادة البعض من هذه التجاعيد |
| Aynı yüzler hâlâ geliyor, biraz daha kırışıklıklı hâliyle ama. | Open Subtitles | نفس الوجوه تستمر فى الظهور عدا مزيد من التجاعيد فى وجوهم |
| kırışıklıkların yüz ifadesine göre nasıl görünüp kaybolduğuna bir bakın. | TED | لاحظوا كيف تظهر التجاعيد وتختفي اعتماداً على تعبير الوجه. |
| Endişe kırışıklıklarını doldurtmak için çok para harcayacaksın. | Open Subtitles | فقد انفقتى العديد من الاموال لاخفاء تلك التجاعيد |
| Günümüzde, daha hızlı büyüyoruz... kırışıklıklardan bahsetmiyorum. | Open Subtitles | في الوقت الحاضر، كبرنا بسرعة و انا لا أتحدث عن التجاعيد. |