| O zaman onun yerine geçene bu anlaşmaya imza atmasını söyleriz. | Open Subtitles | حسنا يجب ان نقول لبديله التسويه تحتاج توقيع. |
| O zaman onun yerine geçene bu anlaşmaya imza atmasını söyleriz. | Open Subtitles | حسنا يجب ان نقول لبديله التسويه تحتاج توقيع. |
| Monica'yı alıp mahalli idare müdürlüğüne gideceğim ve anlaşmayı imzalayıp paramı alacağım. | Open Subtitles | سأمر "مونيكا" ونذهب الى مركز المدينه نوقع على التسويه وأحصل على المال |
| Mike anlaşmayı kabul etmediğini söyledi ve buna izin veremeyiz. | Open Subtitles | قال لي مايك انه سحب التسويه ولسنا نحن من يجعل ذلك يحدث |
| Yani Uzlaşma yerine mücadeleye giriyoruz. | Open Subtitles | اذا لقد انتقلنا من التسويه الى الارض المحترقه تقصد المواجهه |
| Uzlaşma, Başarının Birleştirilmiş Üçgeni'nin hipotenüsüdür. | Open Subtitles | التسويه هى ضلع مشارك فى مثلث النجاح الملتصق |
| Zane'in dandik anlaşmasını kabul etmek istiyor. | Open Subtitles | عميلتك قبل قليل اتصلت تريد التسويه معه |
| - Sanırım buraya anlaşmaya geldin. | Open Subtitles | اتوقع انك أتيت لعمل التسويه |
| Ben daha çok Beaches adamıyım. - Sanırım buraya anlaşmaya geldin. | Open Subtitles | اتوقع انك أتيت لعمل التسويه |
| Mike anlaşmayı kabul etmediğini söyledi ve buna izin veremeyiz. | Open Subtitles | قال لي مايك انه سحب التسويه ولسنا نحن من يجعل ذلك يحدث |
| Bugün Frank'i buluruz ve ebeveyn haklarından vazgeçmesine karşılık anlaşmayı imzalayacağımızı söyleriz. | Open Subtitles | سوف نجد "فرانك" اليوم ونخبره أنك لن توقعي أوراق التسويه حتى يوقع على أوراق التخلي عن الحضانه |
| anlaşmayı sana fakslayabilirdik. | Open Subtitles | كان بأمكاننا ارسال التسويه بالفاكس. |
| anlaşmayı sana fakslayabilirdik. | Open Subtitles | كان بأمكاننا ارسال التسويه بالفاكس. |
| anlaşmayı geri çekti. | Open Subtitles | رفض التسويه. |
| Örneğini gösterirsen Uzlaşma olur. | Open Subtitles | اعرض النموذج و ترتفع التسويه. |
| Uzlaşma hakkında değil inanın. | Open Subtitles | هذا لا يخص التسويه. |
| Zane'in dandik anlaşmasını kabul etmek istiyor. | Open Subtitles | تريد التسويه معه |