| Varlığımızın her zerresiyle hayata sıkı sıkı tutunmak, en güçlü dürtümüz. | Open Subtitles | إنها أقوى نبضة لنا التشبث بالحياة, بكل ما نستطيع |
| Şu an tek yapabilecekleri şey hayatlarına tutunmak. | Open Subtitles | في الوقت الحاضر الذي يستطيعون فعله هو التشبث بحياتهم |
| Yönlendirme hala devredışı. Millet, bir yere tutunmak isteyebilirsiniz. | Open Subtitles | الملاحة ما زالت معطلة، للجميع، عليكم التشبث بشيء. |
| Budha bununla aptallığı kastetmedi; hayatın durgun ve öngörülür olduğu illüzyonuna tutunmayı kastetti. | TED | وبهذا فإن بوذا لايعني بذلك الغباء هو يعني التشبث بوهم أن الحياة مستقرة ويمكن التنبؤ بها |
| Bir yere tutunmayı başardım. | Open Subtitles | كنتُ قادرًا على التشبث بهِ |
| Sıkı tutunsan iyi olur, maymuncuk. | Open Subtitles | يجدر بك التشبث جيداً , أيتهـا القردة العنكوبتيـة |
| Ben de onların fotoğraflarını asmaya başladım. Onlara tutunmaya çalışıyorum. | Open Subtitles | لذا بدأت بتعليق صورهم، أحاول التشبث بهم. |
| - Taşları tekmeleyip durma. - Bacağıma yapışmaktan vazgeç. | Open Subtitles | لا تركل الأحجار كف عن التشبث بساقى |
| Yani insan tutabildiği yerden gençliğine tutunmak istiyor. | Open Subtitles | من الجميل التشبث بشبابنا قدر المستطاع |
| tutunmak isteyebilirsiniz. | Open Subtitles | ربما قد ترغبون في التشبث بشيء ما. |
| Hala bu kırılgan varlığa tutunmak istediğine emin misin? | Open Subtitles | أما زلت تحبذ التشبث بهذا الوجود الهشّ؟ |
| Hala bu kırılgan varlığa tutunmak istediğine emin misin? | Open Subtitles | أما زلت تحبذ التشبث بهذا الوجود الهشّ؟ |
| Sadece buna tutunmak istersiniz | TED | تريدون فقط التشبث بها |
| İyi olan şeylere tutunmak öyle zor ki. | Open Subtitles | التشبث بأي شيء جميل أمر عسير |
| Geminin ön tarafına doğru fırlatılmış ama dış kabuğun çıkıntılarına tutunmayı başarmış. | Open Subtitles | {\fnArabic Typesetting}قالت أنها دُفعت ،تجاه مقدّمة السفينة {\fnArabic Typesetting}لكنها تمكّنت من التشبث .بجانب مرتفع من الهيكل |
| - Bana tutunmayı bırak! | Open Subtitles | -توقف عن التشبث بي ! |
| Sıkı tutunsan iyi edersin. | Open Subtitles | ! من الأفضل لكِ التشبث جيداً |
| Ama bu hayata tutunmaya çalışmak olabileceğini sandığın insana tutunmaya çalışmak, cehennem budur. | Open Subtitles | ولكن محاولتك التشبث بهذه الحياة والتشبث بالشخص الذي ظننت نفسك إياه، ذلك هو الجحيم بعينه |
| Mantığıma tutunmaya çalışıyorum, işimden bahsetmiyorum bile. | Open Subtitles | إنني أحاول التشبث برجاحة عقلي ! ناهيك عن التشبث بوظيفتي |
| Fitz, Ward'un bir suçlu değil de bir kurban olduğu fikrine yapışmaktan ne zaman vazgeçeceksin? | Open Subtitles | (فيتز)، متى ستتوقف عن التشبث بفكرة أن (وارد) هو الضحية وليس المجرم؟ |