| Evet, belki ama magnezyum oksit tungsten kaynağının yan ürünüdür. | Open Subtitles | نعم، ربما، ولكن أكسيد المغنيسيوم هو نتيجة ثانوية لحام التنغستن. |
| Amacı, küçük tungsten ya da civa parçacıklarını yüklemek ve daha sonra bir ucu atmosfere açılan özel bir silah aracılığıyla bu parçacıkları yıldırım gücüyle hızlandırmaktı. | Open Subtitles | كانت خطته تقتضي شحن صغيرة جزيئات التنغستن أو الزئبق ثم تسريعا بإستخدام البرق داخل سلاح خاص ذو فتحه واحده للغلاف الجوي |
| Bunda tungsten ve Tritonal parçaları vardı. | Open Subtitles | كانت بهذه آثار حجر التنغستن والثريتنن عليها |
| Dairende, kıyafetlerinde tritonal ve tungsten bulundu. | Open Subtitles | تم العثور على الثرايتونال ومادة التنغستن في شقتك، على ملابسك |
| Titreşimleri köreltmek için tungsten bileşimini kullanmanın çok zekice olduğunu söylemek için geldim. | Open Subtitles | أردت القول فحسب أن إستخدام مكون التنغستن لتخفيفالإهتزازات،كان.. كان عبقرياً للغاية .. |
| Bunun gibi sessiz uçan bir uçak gövdesinde titreşim engelleyici olarak tahminen tungsten alaşım kullanıyordur. | Open Subtitles | ان طائرة من هذا القبيل تشغيل هادئ، ربما تستخدم سبائك التنغستن في جسم الطائرة للاهتزازات لها استقرار النظام. |
| tungsten alaşımın iyonik gama ışını izini bularak uçağın tam yerini tespit edecek... | Open Subtitles | أنا يمكن بناء جهاز لكشف والأيونية أشعة جاما التوقيع من سبائك التنغستن |
| 13 ton tungsten elementi yok oldu gitti. | Open Subtitles | 13طن من التنغستن يتبخّر. *عنصر معدني ذو درجة إنصهار عالية* |
| Uyarıcıdan elektrotlara giden yalıtılmış tungsten kablolar sayesinde hastalığa ve semptomlara göre beynin özel bölgelerini hedef alabiliyor. | Open Subtitles | أسلاك ممــدة معزولـة من التنغستن تهــاجـر من المحفـز إلى الإلكترودات، حيث تستهدق منطقــة محددة من الدمـاغ اعتمــادا على التشخيــصات والأعــراض. |
| tungsten karbürle örttü. Lütfen uyuştuğunu söyleyin. | Open Subtitles | -وهي مغطاة بـ"كربيد التنغستن " |
| Vekillerden biri tungsten zehirlenmesi geçirmiş ve hemen Budapeşte'ye gitmem gerekiyor. | Open Subtitles | أحد الحكام لديه تسمم بعنصر (التنغستن) من كل العناصر ويجب أن أرحل إلى (بودابست) في الحال |
| Ne bileyim. tungsten neydi? "W." | Open Subtitles | التنغستن ما هو؟ |
| Şuradaki çelik gövdede yüz adet tungsten karbür diş var. | Open Subtitles | هذا البرميل الصلب هناك مجهز بما يفوق مائة عاجمة من كربيد التنغستن عاجمة = أسنان المثقب كربيد = مركب كربوني / تنغستن = عنصر معدني |
| Bu tamamen tungsten karbon alaşımı bir top. | Open Subtitles | ومن كربيد التنغستن كثيرا. |