| Bir de rehberlik öğretmenim senin hiç amacın yok derdi. | Open Subtitles | ومستشارتي التوجيهية قالت أني لا أملك أي أهداف. |
| Madem ki rehbersin, rehberlik etmeye başla. | Open Subtitles | إذا كنت من دليل، ثم بدء التوجيهية. |
| Ailem, halkımıza nesillerce rehberlik yaptı. | Open Subtitles | مجتمع الأسرة التوجيهية لعدة أجيال. |
| Nick'le ben birinci sınıf oryantasyon zamanında tanıştık. O benim ilk aşkımdı. | Open Subtitles | لقد تقابلنا خلال الدورة التوجيهية للمستجدين، كان حبي الأول |
| Yarın oryantasyon var. | Open Subtitles | -جولته التوجيهية غدًا |
| Bu da cinsel taciz konusundaki tüzel kuralları dosyalama sesi. | Open Subtitles | وهذا صوتي وأنا أرسل مبادئي التوجيهية للشركات عن التحرش الجنسي |
| Şüpheye düştüğünüzde üniversite şakaları kılavuzundaki kuralları kontrol edin. | Open Subtitles | في حالة الشك تحققوا من المبادئ التوجيهية في كليتنا الأدب المزح |
| Burada yaşamanın bazı kuralları var. | Open Subtitles | سيكون هناك ستعمل بعض المبادئ التوجيهية للعيش هنا. |
| Şahitlik rolümüze karşı yardımcı olacak kitaplar kayıp olduğuna göre, kuralları biz koymalıyız. | Open Subtitles | يبدو إنها تفتقد إلى أي من المبادئ التوجيهية المحددة "كواجبنا نحن كـ"شهود علينا المواصلة لتحديد واجباتنا كما نراها مناسبةً |