| Polisin Yedinci sokaktaki Gable apartmanından aldığı... bazı kişisel şeyler. | Open Subtitles | بعض الأشياء الشخصيه التي أخذها الشرطه من شقق غيبل في الشارع السابع |
| Chouji'nin aldığı hap bir çeşit koz gibi görünüyordu. | Open Subtitles | تلك الحبة التي أخذها تشوجي تبدو كما لو كانت الحلّ الأخير |
| çaldığı şişeler için o parayı bana vermeliydi. | Open Subtitles | قلت إن عليه أن يعطيني إياها عن القناني التي أخذها. |
| çaldığı şeyler anestezi ve sterilizasyon malzemeleri ile şırıngalar. | Open Subtitles | الأمور التي أخذها هي مخدر و عدة تعقيم و محاقن |
| Şüpheli çektiği videolardan birini Internet'e koymuş gibi, böylece o videoya ulaşabilirim. | Open Subtitles | مقاطع الفيديو التي أخذها المجرم يبدو أنه قد رفع أحدها على الإنترنت والذي ربما يساعدني للوصول إليه |
| Onu getirdiklerinde asistanımın çektiği röntgenlere baktım. | Open Subtitles | فحصتُ الأشعة السينية التي أخذها مساعديني عندما أحضروها |
| Çünkü bu Yediği 5. bayıltıcı. | Open Subtitles | الخامسة التي أخذها كم يمكن للشخص الطبيعي أن يتحمل؟ |
| Arseniği, polise götürmeden önce, aldığı örneğin içine koydu. | Open Subtitles | لقد أضاف الزرنيخ للعينة التي أخذها قبل أن يعطيها للشرطة |
| Bunlar Ateş Ulusu'ndan aldığı kırmızı fıçılar. | Open Subtitles | هذه هي البراميل الحمراء التي أخذها من أمة النار |
| Son uzay görevinden önce aldığı tüm tamamlayıcılar. | Open Subtitles | كل المكملات التي أخذها قبل مهمته الفضائية الأخيرة |
| Ne....kaldığı yeri bulduktan sonra senden aldığı her şeyi gördüm | Open Subtitles | - ماذا؟ - بعدما اكتشفت مكانه,رأيت الأشياء التي أخذها منك. |
| Bir düşünün, bizden aldığı paranın tamamını çılgın oyununda Finch'e oynadı. | Open Subtitles | لقد راهن على "فينش" بنفس القيمه التي أخذها منا -ليشركنا بالسباق |
| Bir kitap olmalı, ama FBI'ın onun evinden aldığı tüm kitaplara baktım. | Open Subtitles | لابد أن يكونَ ذلكَ كتاباً، لكني بحثتُ خلال كل الكتب التي أخذها مكتب التحقيقات الفيدرالي من منزله |
| Hastaneden çaldığı araba göze çok daha az çarpıyordu. | Open Subtitles | السيّارة التي أخذها من المشفى كانت أقل إثارة للريبة، لماذا؟ |
| Hacker'ın CIA'den çaldığı belgelerin kalanını görmem lazım. | Open Subtitles | أريد رؤية بقيّة الملفات التي أخذها من وكالة المخابرات المركزيّة |
| Özellikle de babanın ondan çaldığı serveti. | Open Subtitles | خصوصاً الثروه التي أخذها والدك منه |
| Ryan çektiği çürük fotoğrafında ölçüm yaptım. | Open Subtitles | لقد قمت بقياس الصورة التي " أخذها " رايان " من كدة " نيد |
| Ian'ın arabasını ve hesabından çektiği $10,000'ı tren istasyonunda bulmuşlar. | Open Subtitles | لقد وجدوآ سيارة "أيان" في محطة القطار و عشره ألاف دولار التي أخذها من البنك |
| Bunlar, Frankie'nin olay yerinde çektiği grafiti resimleri. | Open Subtitles | هذه كل الرسومات التي أخذها " فرانكي " من مسرح الجريمة |