Bu daha büyük ve sevimli bir bahçe, yumuşak yeşil çimleri olan. | Open Subtitles | هذه اكبر مساحة واجمل بكثير من تلك .التي بها عشب ناعم اخضر |
Burada, hem gelecek zaman kipi olan dilleri hem de olmayan dilleri konuşan ciddi yerli nüfusa sahip dünyanın her yerinden dokuz ülke bulacaksınız. | TED | ما نجده هو 9 دول بالعالم لها عدد كبير من السّكان الذين يتحدّثون نوعيتي اللّغات التي بها و ليس بها مستقبل. |
Evde bir grup genç çocuk vardı. Hayatımda çok büyük bir önemi olan bu kişiyi tanıyabilmelerinin tek yolunun bu kayıt olduğunu biliyordum. | TED | لدي مجموعة من الأبناء الصغار في المنزل أدركت أن الطريقة التي بها فقط يمكنهم معرفة هذا الرمز الشامخ هي تلك الجلسة. |
Sanat, bilgisayarların bizimle daha insani şekilde iletişim kurması için bir katalizör işlevi görüyor. | TED | وأصبحت تخدم كمحفّز لتدعيم الطرق الأكثر البشرية التي بها يمكن للحواسيب أن ترتبط بنا. |
Deneklere, yılanın onları göremeyeceği şekilde yılanın olduğu odayı gösterip | TED | فيأخذ الأشخاص إلى تلك المرآة المزدوجة الإتجاه لينظروا إلى الغرفة التي بها الأفعى |
1 16. sayfasında tertip hatası olan. | Open Subtitles | الطبعة التي بها خطأ مطبعي على الصفحة الـ116. |
Fiyatları uygun olan dükkanlarda nakit para olur. | Open Subtitles | الدكاكين الوحيده التي بها هذا هي الدكاكين التي تبيع اشيئا فوريه |
Kiraz renkli ceviz kaplama duvarları, 120 santim ekranlı iki televizyonu ve uydu yayını olan mı? | Open Subtitles | الغرفة التي بها لوحة الكرز، وتليفزيونين كلاً منهما 48 بوصة |
Evet, şimdi hatırladım. Sıralar, karatahta, kalem filan olan, değil mi? - Evet, o. | Open Subtitles | أتذكر الآن , إنها كانت المنضده الوحيده التي بها طباشير وأقلام رصاص |
Twix içinde kurabiye parçaları olan tek çikolatadır. | Open Subtitles | تويكس هي الشيكولاتة الوحيدة التي بها بسكويت مطحون. |
Uyuşturucu olan çantayı kim taşıyordu? | Open Subtitles | من كانت تحمل الامتعة التي بها المخدرات ؟ |
Tavsiyem, şu içinde kamera olan ayıcıklardan al. | Open Subtitles | نصيحتي, أحصل على إحدى تلك الدببة التي بها آلات تصوير |
İçinde mesajlar olan, yanlarında götürdükleri şişeyi mi? | Open Subtitles | الزجاجة التي بها الرسائل التي أخذوها معهم؟ |
İçinde mesajlar olan, yanlarında götürdükleri şişeyi mi? | Open Subtitles | الزجاجة التي بها الرسائل التي أخذوها معهم؟ |
Bagajında kelle olan araba kimin? | Open Subtitles | من هو مالك السيارة التي بها الرأس المقطوعة؟ |
Sonunda, beyinde gerçekleşen etkinliklerin bir insana karşı oynandığında bir bilgisayara kıyasla daha fazla olduğu gözlenmiş. | TED | ما ترونه هنا هو تقليل من بعض المناطق التي بها أكثر نشاط دماغيّ عندما تلعب مع ناس مقارنة باللّعب مع حاسوب. |
Ancak buzdolabı buna ciddi anlamda katkıda bulunuyor ve bunların bir özelliği de sebze çekmecesi. | TED | و لكن الثلاجة مؤثر كبير لهذا و واحدة من الخاصيات التي بها انه درج تهشيش الخضار |
Şu radyoda önlü arkalı oturup vır vır konuşup duran adamların olduğu reklamı biliyor musunuz? | Open Subtitles | أتعرف إعلانات الراديو تلك التي بها شخصان يثرثران أخذاً وعطا؟ |
Bana, Ajan Mulder'ın kandırıldığı ve kullanıldığı ve de ortağı olarak benim de aynı yola çekildiğim sadakatim yüzünden bir aile üyemi kaybettiğim ve Ajan Mulder'ın aldatılmasından sorumlu adamlar tarafından üretilmiş olduğu bana söylenen ölümcül bir hastalığın bana bulaştırılmasını içeren noktası noktasına detaylı bir hikâye anlattı. | Open Subtitles | أخبرني قصة التي وافقت بالتفصيل الممل.. الطريقة النظامية التي بها تم استغلال وخداع العميل مولدر, |