| Bana nasıl baktığını görüyorum. Neden ne hissettiğini söylemiyorsun? | Open Subtitles | أرى الطريقة التي تنظر لي بها، لمَ لا تخبرني ما شعورك ؟ |
| Ama Kyle'a nasıl baktığını görüyorum ve beni, dramatik anlatımları anlayacak kadar tanımadığını biliyorum ama sana diyeceğim şu ki en cici elbiselerini giy en tatlı gülümsemeni takın kıçını kaldırıp buraya gel ve şu erkek arkadaş hırsızına kendini göster. | Open Subtitles | لاكنني رأيت الطريقة التي تنظر بها له وانا اعرف بأنكِ لا تعرفيني جيداً بشكل كافي لحل هذا الميول المثير |
| Hayır! Ona nasıl baktığını gördüm! | Open Subtitles | كلا ، إني أرى الطريقة التي تنظر بها إليها |
| Bu ritüeli yerine getirirken beni izleyen birçok iri, çukurlarından dışarı fırlamış, endişeyle bakan gözleri hatırlıyorum. | TED | أتذكر الكثير من العيون الكبيرة والفارغة والمسكونة التي تنظر إليّ وأنا أقوم بهذه الطقوس. |
| Şu gözünü ayıramadığın küçük yaratıktan başlayarak. | Open Subtitles | و سأبدأ بالمخلوقه الصغيره التي تنظر لها بلهفه |
| Ve bu olduğu zaman, şeylere olan bakışın değişir. | Open Subtitles | وعندما يحدث ذلك تتغير الطريقة التي تنظر بها للأشياء |
| Karının ona nasıl baktığını fark ettim. Sanki bir mucizeye tanık oluyor gibiydi. | Open Subtitles | لقد لاحظت الطريقة التي تنظر بها زوجتك إليه ، كما لو أنها تشاهد معجزة |
| Geçen gece ona nasıl baktığını ve ve onu kurtarmaya nasıl hızlıca gittiğini görmediğimi mi sanıyorsun? | Open Subtitles | تظن بأنني لم أرى الطريقة التي تنظر إليها تلك الليله عندما ذهبت لمساعدتها بسرعه ؟ |
| İnan bana ona yardım edemezsin. Sana nasıl baktığını gördüm. | Open Subtitles | تعتقد بأنّك لا تستطيع مساعدتها رأيت الطريقه التي تنظر إليك الآن |
| Bana nasıl baktığını gördüm ve kaybettiğin bu kişi haline nasıl geldim bilmiyorum. | Open Subtitles | أنا أرى الطريقة التي تنظر إلىّ بها ولا أعلم كيف يُمكنني أن أكون الشخص الذي فقدته |
| Bana nasıl baktığını gördüm ve kaybettiğin bu kişi haline nasıl geldim bilmiyorum. | Open Subtitles | أنا أرى تلك الطريقة التي تنظر بها إليَّ ولكني لا أعرف كيف أكون ذاك الشخص الذي فقدته |
| Etrafına nasıl baktığını gördüm. | Open Subtitles | يمكنني رؤية الطريقة التي تنظر بها نحو الأشياء |
| Ona nasıl baktığını gördüm ve bu normal değil! | Open Subtitles | لقد رأيت الطريقة التي تنظر بها إليها |
| Uyurken ona nasıl baktığını gördüm. | Open Subtitles | الطريقة التي تنظر لها عندما تكون نائمة |
| O çok güçlü. Kendisine bakan her göze büyü yapmış olabilir. | Open Subtitles | إنها ساحرة قوية , يمكنها سحر العين التي تنظر لها |
| Bardağın dolu tarafına bakan bir kadınım ben bu yüzden kızımın başarısızlığını kendi başarısızlığım gibi görmüyorum. | Open Subtitles | أنا من نوع البنات التي تنظر لنصف الكأس الممتلئ, لذا أنا لاأنظر إلى فشل إبنتي كأنه فشلي. |
| Hadi ama, barda telefonuna bakan üzgün kız olma. | Open Subtitles | هيا, لا تكوني الفتاة الحزينة في الحانة التي تنظر لهاتفها |
| Şu gözünü ayıramadığın küçük yaratıktan başlayarak. | Open Subtitles | و سأبدأ بالمخلوقه الصغيره التي تنظر لها بلهفه |
| Ona bakışın onun sana bakışı. | Open Subtitles | الطريقةُ التي تنظر إليها. الطريقةُ التي تنظر إليك بها. لا بدّ أن ذلك قاسٍ. |