anlattığımız hikayeler kendimizi nasıl gördüğümüz, hareketlerin nasıl yönetildiği ve hareketlerin nasıl başarılı olduğu açısından önemlidir. | TED | القصص التي نرويها مهمة جداً في كيفية رؤيتنا لأنفسنا، وبإيماننا بكيفية إدارة الحركات، وكيف تفوز هذه الحركات. |
Hikaye biziz, hepimiziz. Bizler, kendimize anlattığımız hikayeleriz. | TED | إنها قصتنا جميعا. فنحن القصص التي نرويها لأنفسنا. |
- Ve insanlar oraya bakarken anlattığımız hikayenin içinde - kendilerini hayal edecekler. | Open Subtitles | والناس ينظرون إليها ويتصورون أنفسهم بالقصة التي نرويها |
Kendimize ne olabileceğini veya kim olabileceğimizi anlattığımız hikâyelerdir. | Open Subtitles | إنّها القصص التي نرويها لأنفسنا حول ماقد يحدث، وحول ماقد نُصبح عليه. |
Bizim, muhteşem tarih kapsamında anlattığımız öykü bu. | TED | و هذه هي القصة التي نرويها في "تاريخ عظيم". |
anlattığımız hikayenin ne kadarı doğru? | TED | في الواقع أننا -- ما هي القصة التي نرويها بالفعل؟ |
Ara verme ihtiyacımız, tez canlılık hakkındaki kültürel anlatılarımızla zıt yönde, yani, başarının nasıl olduğu ve başarının nelere mal olduğunu toplumca birbirimize anlattığımız hikâyelerimizle ters düşüyor. | TED | وتصطدم حاجتنا إلى الراحة بمفهومنا الثقافي عن الاجتهاد والكفاح. أي القصص التي نرويها كمجتمعٍ لبعضنا البعض حول كيف يكون النجاح وما يتطلبه الأمر للوصول إليه. |
Varolup olmadığımız ve kim olduğumuz ikilemiyle yaşadığımız bu evrende ve varoluşta kendimize anlattığımız hikayeler varolma olasılığımızı tanımlayan hikayeleriz. | TED | في هذا الكون، وفي هذا الوجود، حيث نعيش مع هذه الثنائية هل نحن موجودون أم لا ومن نحن، فالقصص التي نرويها لأنفسنا هي التي تحدد الاحتمالات الكامنة لوجودنا. |
Bizler, kendimize anlattığımız hikayeleriz. | TED | نحن القصص التي نرويها لأنفسنا. |
Ona "windigo" dedi tıpkı çocuklarımızı uyuturken anlattığımız hayalet masalları gibi. | Open Subtitles | وأطلق عليهم "وينديغو" مثل قصص الأشباح التي نرويها لأطفالنا |
Birinci İntifada veya Amerika Sivil Haklar çağı gibi eylemler hakkında anlattığımız hikayeler Filistinlilerin, Amerikalıların ve adaletsizlikle karşılaştıkları zaman buna karşı çıkacak cesareti göstereceklerinde yapacakları seçimlerinde çok önemli ve etkilidirler. | TED | القصص التي نرويها عن حركة ما مثل الانتفاضة الأولى أو حقبة الحقوق المدنية في الولايات المتحدة مهمة جداً، و لها تأثير محوري على الخيارات التي سيتخذها الفلسطينيون والأمريكيون والشعوب حول العالم في المرة القادمة حين يواجهون الظلم ويستجمعون قواهم لمواجهته. |
Benimle birlikte bir anlığına hayal edin. Öyle bir dünya ki, bir şeylerin nasıl yapıldığını anlattığımız hikâyelerde sadece yirmili yaşlardaki Silikon Vadisi gençleri değil de Kenyalı kız öğrenciler ve Norveçli kütüphaneciler de var. | TED | إذن، تخيلوا معي، للحظة، عالما حيث القصص التي نرويها عن كيفية صناعة الأشياء لا تتضمن فقط أبناء "السيليكون فالي" الذين هم في العشرينيات من أعمارهم، ولكن أيضا فتيات المدرسة الكينيات، وأمناء المكتبات النرويجيين. |