Üstüne çalıştığımız bazı şeylerle bu olağanüstü uçuş tecrübesini daha fazla seyirciye, yani etkinlikler ve şovlar dışına çıkartmayı hedefliyoruz. | TED | عاكفون على بعض الأمور والتي تسعى لجلب خبرة تحليق غير مألوفة لجمهور أكثر اتساعا، وراء المناسبات والعروض التي نقوم بها. |
Bu süreci atlatmamızı sağlayan tek şey dünyada başka insanların da bizim yapmaya çalıştığımız şeyi yapmaya çalıştıklarını biliyor olmamızdı. | TED | الشيء الوحيد الذي جعلنا نتخطى هذه الفكرة هو كوننا نعرف في كل أرجاء العالم، هنالك أشخاص يحاولون القيام بنفس الأشياء التي نقوم بها |
(Piyano müziği) "Buffalo'da" adındaki üzerinde çalıştığımız yeni bir müzikal tamamen bununla ilgili. | TED | (موسيقى البيانو) هذه المسرحية الموسيقية"في بافلو،" التي نقوم بتطويرها، هي عن كل هذا. |
Ve yaptığımız şeylerden biri korkunun klasik bir modelini benimsemekti. | TED | واحد الامور التي نقوم بها هو اننا اخذنا نقوم بالتجارب على نموذج خوف اعتيادي |
Sonra da öz farkındalık veya empati arttırma becerileri hakkında konuşurken yaptığımız bir tür esas uygulama yaparız. | TED | ثم لدينا نوع ما من الممارسة الأساسية التي نقوم به سواء كنا نتحدث عن الوعي الذاتي أو مهارات بناء التعاطف. |
İnsanlarımız, bu yaptıklarımız için ölürlerse, üne kavuşurlar. | Open Subtitles | إذا مات رجالنا من أجل ,مهمّتنا التي نقوم بها فإن هذا سيشرّفهم وسيبقون أحياء إلى الأبد |
Başkaları için yaptıklarımız genelde fark edilmez ama biz yine de yapmaya devam ederiz. | Open Subtitles | كثيرا ما، هي تلك الأشياء التي نقوم بها للآخرين لا يلاحظها أحد ومع ذلك نستمر على القيام بها |
Uğraştığımız ülkelerle ilgili bir şey bilmeyen ama müvekkillerimiz adına çözmeye çalıştığımız sorunlar hakkında yeni bir bakış açısı getirebilecek başka şeylerden anlayan deneyimsiz uzmanlarla çalışıyoruz. | TED | لكي نخرج افكاراً جديدة .. نستعين بخبراء ساذجين احيانا لا يعرفون شيئاً عن الدولة التي نتعامل معها ولكنهم يعلمون شيئاً ما .. يمكننا ان ندخلها في طريقة تفكيرنا في حل المشاكل التي نقوم بها من اجل عملائنا |
Şu anda araçlarımızla yaptığımız şeyleri birkaç yıl önce yapacak olsaydık tuhaf ve rahatsız edici bulurduk, ama kısa sürede alıştık ve artık yaptığımız şey bu. | TED | بعض الأشياء التي نقوم بها الآن بأجهزتا هي أشياء، قبل سنوات فقط، كنا لنجدها غريبة أو مزعجة، ولكنها سرعان ما اصبحت مألوفة، فقط كيف ننجز الأمور. |
Sorduğumuz sorular, yaptığımız seçimler, ve yüzleştiğimiz zorluklar her zaman olduğu gibi, yine bize bağlı. | TED | الأسئلة التي نسألها، والاختيارات التي نقوم بها، والتحديات التي نواجهها، كالمعتاد، تعود إلينا. |
Para, birbirimizle yaptığımız alışveriş ve ticari işlemlerle ilgilidir. | TED | إن النقود تتعلق بالمقايضات والتداولات التي نقوم بها بين بعضنا البعض. |
Kullandığımız araçlar gibi, yaptığımız diğer temel seçimleri de sorgulamalıyız. | TED | يجب علينا تقييم الخيارات الأساسية الأخرى التي قمنا باتخاذها، كالمركبات التي نقوم باستخدامها. |
Özellikle sadakat ve görev aşkıyla yaptıklarımız. | Open Subtitles | خاصة الأفعال التي نقوم بها بسبب الولاء أو إحساسنا بالمسئولية |