| "Kasabanın zengin ayakkabıcısı aldığı küçük ayağın ölçüsünü odasına götürdü." | Open Subtitles | صانعة الأحذية الثرية في مدينتنا أخذت مقياس القدم الصغير لغرفته |
| Benim otelimde kalan güzel ve zengin kızdı. | Open Subtitles | لقد كانت الطفلة الجميلة الثرية فى بلدتنا |
| Seni ziyaret etmem de kötü... zengin arkadaşımı . | Open Subtitles | والأسوأ من هذا أن يعرف أنني أزوركِ الآن يا صديقتي الثرية |
| zengin olmak asil olmakla aynı şeydir iyi bir kocaya sahip olmak cabası. | Open Subtitles | الثرية كالكريمة تماماً والمتزوحة أكثر درجةً |
| 12'nci yüzyılda, varlıklı deniz cumhuriyeti Pisa, katedral meydanını, görkemli bir binaya dönüştürmeye girişti. | TED | في القرن الثاني عشر، شرعت جمهورية بيزا البحرية الثرية في تحويل ساحة الكاتدرائية إلى مَعلّم تذكاري بارز. |
| "Şimdi size her şeyini kaybeden zengin bir ailenin ve her şeyi düzeltmekten başka çaresi olmayan bir oğlun hikayesini anlatacağız." | Open Subtitles | والآن مع حكاية العائلة الثرية التي فقدت كلّ ماتملك. وعلى هذا الابن أن يبقيهم معاً. |
| "Şimdi size her şeyini kaybeden zengin bir ailenin ve her şeyi düzeltmekten başka çaresi olmayan bir oğlun hikayesini anlatacağız." | Open Subtitles | والآن مع حكاية العائلة الثرية التي فقدت كلّ ماتملك ولايملك هذا الابن أيّ خيار سوى أن يبقيهم معاً |
| "Şimdi size her şeyini kaybeden zengin bir ailenin ve her şeyi düzeltmekten başka çaresi olmayan bir oğlun hikayesini anlatacağız." | Open Subtitles | والآن مع حكاية العائلة الثرية التي فقدت كلّ ماتملك وهذا هو الابن الذي لايملك أيّ خيار سوى أن يبقيهم معاً |
| "Şimdi size her şeyini kaybeden zengin bir ailenin ve her şeyi düzeltmekten başka çaresi olmayan bir oğlun hikayesini anlatacağız." | Open Subtitles | والآن مع حكاية العائلة الثرية التي فقدت كلّ ماتملك وهذا هو الابن الذي لايملك أيّ خيار سوى أن يبقيهم معاً |
| Hayatına geri dönüp, zengin beyazların problemlerini dinliyormuş gibi yapmaya devam edebilirsin. Jon, o kız şu andan itibaren iyileşti. | Open Subtitles | ربما نعود لأخبار الزوجة الثرية عن هذه المشاكل , لقد شفيت |
| zengin ailemin bireyleri, sürekli ne kadar şanslı olduğumu söylüyor bana. | Open Subtitles | ان اعضاء عائلتى الثرية يقولون لى كم انا محظوظة |
| Zavallı zengin güzelinin sorunları varmış. | Open Subtitles | مسكينة الفتاة الجميلة الثرية لديها مشاكل |
| Alışkanlığımızın para masrafını karşılamak için zengin ailelerin tatilde evlerini soyarız. | Open Subtitles | ونحن نسرق العائلات الثرية كي نواظب علي عادتنا في الإدمان |
| Ama şimdi zengin bir dul. | Open Subtitles | أتعلم لو أن زوجها وقع البطلان فلن تحصل على أي شيء والآن هي الأرملة الثرية |
| Neyse, ben ve arkadaşlarım sıkıcı kamptan tüyüp zengin kızların kampına sızmıştık. | Open Subtitles | على أي حال ، أنا والمعسكرون الذين من المعسكر الممل أردنا دخول معسكر الفتاة الثرية |
| Peki ya zengin, beyaz kızın yapması gereken ne? | Open Subtitles | إذاً, ماذا يمكن للفتاه البيضاء الثرية أن تفعله؟ |
| O zengin hanımın evinin önünde beni yarım saat beklettin biliyor musun? | Open Subtitles | اتعلم ،لقد جعلتني أنتظر خارج منزل تلك السيدة الثرية لنصف ساعة |
| Çok zengin ailesiyle tanışamayabilirim bile. | Open Subtitles | ربمـا لـن أقـابل عـائلته الثرية جـدا أصـلا |
| Aralarında sosyetenin güzel ve varlıklı simalarından Flora Dodge ve hatta ünlü Fransız aktris Sarah Bernhardt vardı. | Open Subtitles | الثرية الجميله فلورا دودج وحتي الممثله الفرنسيه الشهيره ساره بيرنهاردت |
| Her şeyini kaybetmiş varlıklı bir ailenin ve onları bir arada tutmaktan başka çaresi olmayan bir oğlun hikâyesi. | Open Subtitles | والآن مع حكاية العائلة الثرية التي فقدت كلّ ماتملك ولايملك هذا الابن أيّ خيار سوى أن يبقيهم معاً |
| Karşınızda her şeyini kaybetmiş varlıklı bir ailenin ve onları bir arada tutmaktan başka bir şansı olmayan oğullarının hikayesi. | Open Subtitles | والآن مع حكاية العائلة الثرية التي فقدت كلّ ماتملك ولايملك هذا الابن أيّ خيار سوى أن يبقيهم معاً |