| Tam ortaya varmak için mi üç saat, tepeye varmak için mi? | Open Subtitles | هل الثلاث ساعات لنصل الى العمق أم الى الأعلى؟ ؟ |
| üç saat bekledim, kimse gelmedi. | Open Subtitles | لقد أنتظرت قرابة الثلاث ساعات و لم يظهر أحد |
| Yine de, böğürtlenler yüzünden dün gece üç saat boyunca kusmam bile yüzümdeki gülümsemeyi silip atamaz. | Open Subtitles | مع ذلك، ليست حتّى الثلاث ساعات التي قضيتها في تقيّؤ التوت ليلة أمس.. بإمكانها سلب ابتسامتي |
| Neden üç saatlik bir ara vermiyorsun? | Open Subtitles | يمكنك أن تأخذي استراحتك ذات الثلاث ساعات. |
| Aynı zamanda, üç saatlik tehlike aralığında sıçramayı deneyeceğiz. | Open Subtitles | و نأمل في الأفضل هناك أيضاً حقيقة أننا نحاول القفز خلال الثلاث ساعات الخطرة |
| Yedi saat sürdü. Pistte geçirdiğimiz üç saati katmıyorum bile. | Open Subtitles | سبع ساعات غير الثلاث ساعات التي قضيناها عن مدرج المطار |
| İlk üç saatte, 10 millik yarıçapta bulunan nüfus, radyasyonun en yüksek dozuna maruz kalacak. | Open Subtitles | في الثلاث ساعات الأولى, السكان في نطاق 10 أميال سيتلقون أعلى نسبة إشعاع |
| Hastamızın boynunda bir kitle var ve son üç saattir ateşi yükseliyor. | Open Subtitles | مريضنا لديه ورم بعنقه و حرارة جسده ترتفع خلال الثلاث ساعات الماضية |
| üç saat oldu. Artık sıçrayabiliriz. | Open Subtitles | انقضت الثلاث ساعات ونستطيع القفز في أي وقت الان |
| Önümüzdeki üç saat içinde bulabileceğim bir şey? | Open Subtitles | شيء استطيعُ احضارة في الثلاث ساعات القادمة ؟ |
| Geçen üç saat boyunca bunun dolunay yüzünden olduğunu sanıyordum. | Open Subtitles | وأتعرف في الثلاث ساعات الأخيره كنت أفكر من المحتمل أنه القمر الكامل |
| Önümüzdeki üç saat boyunca onu yerden kazImaya çalISmak istemiyorsan tabii. | Open Subtitles | ليس إن لم تكوني تنوين إمضاء الثلاث ساعات القادمة و أنتِ تُهدئينَ من روعِه |
| Bu da üç saat önce öldüğüne işaret ediyor. | Open Subtitles | والتي تشير أنّ وقت الوفاة كان خلال الثلاث ساعات الماضية. |
| Baktığımız yer şu ilk üç saat. | TED | ما نبحث عنه في الثلاث ساعات الأولى |
| 750 metre çapındaki tüm trafik ve güvenlik kameralarının son üç saatlik görüntülerini alıyorum. | Open Subtitles | أريد صورا لكلّ كاميرات المرور و المراقبة في قطر نصف ميل خلال الثلاث ساعات الماضية. |
| üç saatlik geri sayım başladı. | Open Subtitles | الثلاث ساعات التي لديك بدأت العد التنازلي .. ابدأي الآن |
| üç saatlik fark dengemi bozar. | Open Subtitles | فارق الثلاث ساعات أربكني |
| Scuttlebutt'a göre ortadan kaybolmadan kısa bir süre önce Mickey Wolfmann, Altın Diş'le üç saatlik bir tura çıkarken görülmüş yoksa "üç saatlik tur" mu demeliydim? | Open Subtitles | وفقاً للشائعات, قبل إختفئه بفترة قصيرة (ميكي ولفمان) شوهد وهو يستقل "الناب الذهبي" في رحلة لثلاث ساعات أو أسميها: "رحلة الثلاث ساعات" |
| Tamam, bak neden önümüzdeki üç saati Julianna'yı bulmak için canavar güçlerini kullanmaya harcamıyorsun? | Open Subtitles | حسناً , أنظر لماذا لا تقضي الثلاث ساعات التالية تتعقب (جوليانا) |
| Son üç saatte, 212 tane hastalık hastasıyla konuştum, yarısı İngilizce bile bilmiyordu. | Open Subtitles | أمضيت الثلاث ساعات الفائتة و أنا أقابل 212 مدعيا للمرض نصفهم لا يتحدث الانجليزية |
| Demek ki ruh halini o üç saatte başına gelen bir şey bozdu. | Open Subtitles | ذلك يعني ما عكر صفو مزاجه قد حدث خلال هذه الثلاث ساعات |
| Son üç saattir göt deliğini yalıyor. | Open Subtitles | فهو مستمر فى لعق فتحة شرجه طوال الثلاث ساعات الماضيه |
| Çünkü son üç saattir bu harika şeyi görmeyi bekliyordum. | Open Subtitles | لانني طوال الثلاث ساعات الماضية كنت منتظراً لرؤية هذا الشيء الرائع |