| Hoşça kal Arthur. Bütün sıkı çalışman için tekrar teşekkürler. | Open Subtitles | وداعا آرثر وشكرا لك مرة أخرى من أجل عملك الجاد |
| Bu çocuklara sıkı çalışma ile herşeyin mümkün olacağını öğrettiniz. | Open Subtitles | قمت بتعليم هؤلاء الأولاد بأنه بالعمل الجاد كل شيء ممكن |
| Yaptığım şeyin yanlış olduğunu ve sıkı çalışmanın yerine geçmeyeceğini biliyorum. | Open Subtitles | أعرف أن ما فعلته خطأ، ولا يوجد أي بديل للعمل الجاد. |
| ciddi bir şey yapıyoruz şurada. Kendine biraz hakim ol. | Open Subtitles | نحن نقوم ببعض الهراء الجاد هنا لذا فتمالك نفسك اللعينة |
| Bu konuda ciddi araştırma yapmalı mıyız? | TED | هل يجب أن نقوم بالبحث الجاد في هذا الموضوع؟ |
| Ancak, ciddi kısmı kafamı karıştırdı ve tam olarak anlayamadım, ta ki okuduğum bir denemeyi hatırlayana kadar. | TED | ولكن الجانب الجاد هو ما حيرني، ولم أستطع فهمه الا عندما تذكرت مقالا. |
| sıkı çalışma ve sabır ile ebeveynlerim apartman inşa edip beni ve kardeşlerimi okula gönderebilecek konuma geldiler. | TED | من خلال العمل الجاد والمثابرة، استطاع والديّ تشييد شقة من طوب وإرسالي أنا وإخوتي إلى المدرسة. |
| Çalıştığınız konu az popüler bir konuysa, çaba göstererek ve sıkı çalışarak, dünyada söz sahibi olacak bir konuma gelebilirsiniz. | TED | عندما يكون عدد المهتمين بالموضوع قليل، يمكنك عن طريق الاجتهاد والعمل الجاد أن تصبح السلطة المعرفية العالمية. |
| Fakat aynı şekilde önemli olan bir başka şey de farkı yaratanın sıkı çalışma olduğu gerçeği. | TED | ولكنه بنفس الأهمية أن تفهم أن العمل الجاد يُحدث الفرق. |
| Bence biraz sıkı çalışmayla bu, başarılabilir bir gerçeklik. | TED | أعتقد أنّه ببعض العمل الجاد سيصبح هذا واقعًا يمكن تحقيقه. |
| Doğrusu, her birimizde onu geliştirecek kapasite bulunmakta; özveri ve sıkı çalışma yoluyla. | TED | عوضًا عن ذلك، كلٌ منا لديه الإمكانية على تنميتها، من خلال التفاني والعمل الجاد. |
| Ama biraraya gelip biraz sıkı çalışırsak yeni bir Frank olmaması hiçbir neden yok. | Open Subtitles | لكن ما أعتقده لو أننا جمعنا الأشياء الصغيرة معاً ومع العمل الجاد فإن فرانك جديد سيظهر لنا |
| ciddi korkutma eylemleri yapacağım. Birkaç sıkı numara göreceksiniz. | Open Subtitles | سأقوم ببعض الرعب الجاد محققاً أرقاماً عالية |
| LuthorCorp'a bağlılığı ve sıkı çalışması nedeniyle, Onu terfi ettirdiğimde, ...Çok gururlanmıştı. | Open Subtitles | عندما كافأته على عمله الجاد وإخلاصه بمؤسسة "لوثر كورب" كان يشعر بالفخر |
| Çünkü ciddi oyun sanatı mükemmellik değil, icat, değişim ve yaratıcılıkla alakalıdır. | TED | وذلك لان فن التصميم الجاد يتمحور حول الابداع، التغيير، الثورة- وليس الكمال. |
| 14 yıldır yaptığım şeyin, ciddi bir iş olduğunu 14 yıl anlayamadım. | TED | لم أكن أصنع ما اعتقدت بأنه جزء من اللعب الجاد مرة أخرى لمدة 14 عاما تقريبا |
| Tam o sırada gerçekleştirdğimi düşündüğüm bazı ciddi oyunlar için ikinci durum ortaya çıktı. | TED | وهذه هي الحالة الثانية التي أعتقد أنني حققت فيها بعض اللعب الجاد |
| Bu tür süpergüçlere ikinci bir örnek de 'ciddi oyun' dediğimiz bu oyunların yükselişi. | TED | مثال آخر لهذا النوع من الأشياء ذات القوى العظمى هو ظهور هذه الألعاب التي نسميها اللعب الجاد. |
| Özür dilerim ama daha ciddi konularda da yardımına ihtiyacımız olacak. | Open Subtitles | انا اسف , لكننا فى حاجه الى تعاونك الجاد |
| Saatlerce ciddi ciddi düşündükten sonra hala beni güldürüyor. | Open Subtitles | بعد ساعات من الإعتبار الجاد ما زالت تجعلني أضحك |