| Tamam bak işlediğin suçlar konusunda hatam varsa... Buradan çekip giderim. | Open Subtitles | إذا كنت بريء من الجرائم التي أعتقد أنك إرتكبتها إذن سأغادر |
| Son 12 saat içerisinde ihbar edilen suçlar: | Open Subtitles | الجرائم التي تم التبليغ عنها خلال ال12ساعةالماضية: |
| Ve bu referandum esnasında yaşanan suçlardan yalnızca bir tanesi. | TED | وكانت مجرد واحدة فقط من الجرائم التي حدثت خلال الاستفتاء. |
| Bunun en az rastlanan suçlardan birini düşünürsek normal. | Open Subtitles | ذلك ليس مفاجئا كونها احدى اقل الجرائم التي يبلغ عنها في السجلات |
| Araştırmakta olduğunuz suçların arkasında bu adamın gizli politikaları bulunmaktadır. | Open Subtitles | الرجال ذوي السياسات السرية وراء الجرائم التي تحققون فيها. |
| Araştırmakta olduğunuz suçların arkasında bu adamın gizli politikaları bulunmaktadır. | Open Subtitles | الرجال ذوي السياسات السرية وراء الجرائم التي تحققون فيها. |
| Kendi başına halledemeyeceği sokak suçlarını polise bildirmekte kullanıyordu. | Open Subtitles | استخدمه لتنبيه الشرطة حول الجرائم التي لم يستطع ان يحلها لوحده |
| Bu köyün yargıcı olarak seni sadece bu gezegende değil başka gezegenlerde işlediğin suçlarda dahil olmak üzere cezaya mahkum ediyorum. | Open Subtitles | كقاضي هذه القرية , بموجب هذا أُعلنُ الحكمَ بناءاً على الجرائم التي إرتكبتيها ليس فقط على هذا الكوكب وإنما على سائر الكواكب الأخرى في التحالف |
| Eğer doğru okuduysam bu kadının sadece bugün yapmış olduğu şeyler için değil geçmişte işlediği suçlar da bağışlanmış olacak. | Open Subtitles | لو أني سمحت بهذا الاتفاق, فإنها ستمنحها عفواً ليس فقط على ما فعلته اليوم, ولكن على كل الجرائم التي ارتكبتها سابقاً. |
| Sarı noktalar otobüs kazasından beri meydana gelen çözülememiş suçlar. | Open Subtitles | هي النقاط التي لم تحل الأصفر أو نكروديتيد الجرائم التي وقعت منذ حادث تحطم الحافلة. |
| İtalya'da Almanlara karşı savaşmışlar, bu sayede Nazilerin işlediği suçlar hakkında çok daha fazla bilgi sahibi olmuşlardı. | Open Subtitles | قاتلوا ضدّ الألمان في إيطاليا وعندما فعلوا، تعلّموا أكثر وأكثر حول طبيعة الجرائم التي إرتكبها النازيون |
| Şehre ve Augsburg halkına karşı gerçekleştirilen suçlardan ve şeytandan olanla işbirliği yapmaktan burada, bu kadını cadı büyücülüğü ile suçluyorum. | Open Subtitles | بسبب الجرائم التي وقعت ''لبلدة و سكّان ''أوغسبورغ و لأنّها متحالفة مع ذرّيّة الشيطان بموجب ذلك أتّهم هذه الامرأة بمزاولة الشعوذة |
| Henüz yeltenmediği diğer suçlardan bahsetmiyorum bile. | Open Subtitles | ناهيك عن جميع الجرائم التي لم ولن تحل بعد |
| Baktıklarım zaten ya ölmüş ya da önleyemediğimiz suçlardan ötürü içeriye girmiş. | Open Subtitles | الأرقام التي تحققتُ منهم قد ماتوا بالفعل، أو محجوزين بتُهم الجرائم التي فشلنا في منعها. |
| Ama zaten diğer suçlarını da hesaba katarsan uzun zamanda çok da fark etmeyecek. | Open Subtitles | ولكن نظراً لسلسلة الجرائم التي ستواجهها لن يحدث فرقاً في المدى الطويل |
| Piper Shaw suçlarını klasik kötü adam tarzı itiraf etti. | Open Subtitles | الزمار شو اعترف الجرائم التي كما القديم والبنود ل ssicos VIL وفاق، |
| İşlediğin hiçbir suçun para ya da açgözlülükle alakalı olmadığını fark ettim. | Open Subtitles | لاحظت ان كل تلك الجرائم التي ارتكبتها لم تكن من اجل النقود او الجشع |
| İşlediğin hiçbir suçun para ya da açgözlülükle alakalı olmadığını fark ettim. | Open Subtitles | لاحظت ان كل تلك الجرائم التي ارتكبتها لم تكن من اجل النقود او الجشع |
| Bıçaklı suçlarda dahil! | Open Subtitles | الجرائم التي تنطوي على السكاكين! |