Hurley'nin çadırında, dün paraşütle adaya atlayan bir kadın var. | Open Subtitles | هناك إمرأة في خيمة هيرلي نزلت بالمظليه على الجزيره بالأمس |
Bazen ada çok uzakmış Andre Linoge kötü bir rüyaymış gibi geliyor. | Open Subtitles | بعض الاحيان تبدو الجزيره بعيده جداً واندري لينوج ليس الا حلم سيء |
- adayı ne amaçla ziyaret ettiğimizi söylemedi | Open Subtitles | لم يخبرنى عن الغرض من زياره الجزيره ,سيدى |
Hitler bu adada savaşı kesmek zorunda olduğunu bilmektedir, yoksa savaşı kaybedecektir. | Open Subtitles | هتلر يعلم أنه يتحتم عليه تحطيمنا على هذه الجزيره أو يخسر الحرب |
Gece Hiddeti'ni bu adadan göndermediğimiz müddetçe Thor'un ateşi başımızdan yağmaya devam edecek. | Open Subtitles | حتى لو أبعدنا غضب الليل عن هذه الجزيره نيران ثــــور ستستمر بالسقوط علينا. |
Island Towers'ın çevresel değerlendirme raporunu okuyordum. | Open Subtitles | لقد قمت بإعادة الملفات البيئيه لأبراج الجزيره. وأود التحدث معك عنها. |
Parti Adası, bütün teknelerin büyük eğlence için gittiği yerdir. | Open Subtitles | حفلة الجزيره هي مكان تذهب اليه كل القوارب باحتفال ضخم |
Bizim asıl hedefimizin Midway olduğunu ancak, Amiral Nagumo'nun uçak gemileri 24 saat sonra adaya hücum edip, Amerikan uçaklarını ve sahil bataryalarını imha ettiğinde anlayacaktır. | Open Subtitles | هو لن يدرك ان هدفنا الرئيسى هو ميدواى الا بعد 24 ساعه , عندما تقوم حاملات ناجومو بضرب الجزيره وتقوم بتدمير الطائرات الامريكيه و البطاريات الساحليه |
Aynı zamanda mahkumların adaya taşınmasında da kullanılıyordu. | Open Subtitles | وكان ايضا يستخدم لنقل السجناء الى الجزيره |
O adaya gideceğimizi biliyordu. Bize gelebilir miyim diye sormuştu, biz de hayır demiştik. | Open Subtitles | كان يعرف أننا سنذهب لتلك الجزيره وطلب الذهاب معنا ولكننا قلنا لا |
Bu ada, ıssızlığın ortası, profesyonellerden bir ekip, amacı ne? | Open Subtitles | الجزيره في منطقه نائيه وهم محترفون، لذا، ما الهدف ؟ |
Isola Segreta? Burası hiç kimsenin gitmediği ada değil mi? | Open Subtitles | ايسولا سكريتا اليست تلك الجزيره التى لا يذهب اليها احد |
ada güzel kadınlarla dolu diye duydum. Erkeklere izin verilmiyormuş. | Open Subtitles | سمعت أن تلك الجزيره مملوءه بالنساء الجميلات وغير مسموح بوجود الرجال |
Halkın ilgisi iyice artınca Müdür Humson ve Müdür yardımcısı Glenn körfezdeki adayı Francisco Belediyesi'ndeki basın toplantısı için terkettiler dünyanın her yerinden gazetecilerle dolu bir basın toplantısı resmi bir açıklama alabilmek için. | Open Subtitles | ومع تزايد اهتمام العامه الذى وصل لحد الجنون السجان هامسون ومساعده السجان جلين غادرا الجزيره فى المركب من اجل مؤتمر صحفى |
Mayıs 33'te, Savaş departmanı adayı terk etti. | Open Subtitles | فى مايو عام 1933 وزاره الحربيه تركت الجزيره |
adada başka biri var ve silahı bana vermezsen ikimiz de öldürecek. | Open Subtitles | هناك شخص ما في الجزيره وسيقتلوننا نحن الإثنين إذا لم تعطيني السلاح. |
Size söylediğim, o adada daha önce hiçbir beyaz adamın görmediği bir şey var. | Open Subtitles | أخبرك أن هناك شيئاً على هذه الجزيره لم يره رجلاً أبيض أبداً |
Sen aptalın tekisin. Bu adadan asla kurtulamayacağız. Sayende. | Open Subtitles | أنت مثل طائر الدودو السخيف نحن هنا على هذه الجزيره |
adadan taşındı, bir oda kiraladı ve bir gece orada kendini öldürdü. | Open Subtitles | ترك الجزيره واسأجر غرفه وقتل نفسه هناك بالليل ترك ما يملك الى رفيقه |
Sözleşmene göre Island Towers bitene kadar çalışacaksın. | Open Subtitles | بيننا عقد وهو يقول ان تعملى لحين الإنتهاء من بناء أبراج الجزيره |
Yılın bu zamanlarında Dyer Adası avın en bol olduğu tek yerdir. | Open Subtitles | في هذا الوقت من السنة لا توجد مراعى غنية للصيد عدا هذه الجزيره |
Orası Adanın sadece bir bölümü. Güzel bir kumsalı var. | Open Subtitles | ان المركز يمثل جزء صغير من الجزيره هناك شاطىء رائع |
adadaki bütün personeli güvenlik açısından tahliye ettik. Nasıl içeri gireceğim? | Open Subtitles | لقد اخلينا جميع موظفينا من الجزيره حرصا على سلامتهم |
IsIand Towers'un çevresel etki raporları üzerine çalışıyorum. | Open Subtitles | لقد قمت بإعادة الملفات البيئيه لأبراج الجزيره. |
Adamlarınızdan biri ve tüm adalılar suçlu olmadığı yönünde oy verdi. | Open Subtitles | وواحد من طاقمك وجميع افراد الجزيره قالوا بانه غير مذنب |
Günde üç kez, bronz muhafız Adanın çevresini dolaşarak davetsiz misafirleri aradı. | TED | كان الحارس البرونزي يطوف حول محيط الجزيره ثلاث مرات كل يوم بحثًا عن المتطفلين. |