| Miami'ye adımımı yeni atmıştım ki bir gümrük görevlisi Küba purolarını çıkartıverdi. | Open Subtitles | , الا يأتيني موظف الجمرك يسحب مني صندوق مليء بـسيغار كوبي. |
| Yin Po sağolsun gümrük belgesi ve komutanlık Mührünü verdi. | Open Subtitles | ين بو اعطاني مستندات الجمرك و ختم القائد |
| gümrük geçişlerinde yardım ediyorlarmış... Özel geçiş izni, adını sen koy. | Open Subtitles | وبتصــريحات الجمرك وكل ماتـــريده |
| Monte Cristo'ya gemisinin gümrükten geçeceğini, ama o gece limanda kalması gerektiğini söyle. | Open Subtitles | أخبر الأمير أنك ستساعده على مرورالشحنهمن الجمرك, لكن يجب أن تبقى هذه الشحنهفىالميناءليلهواحده. |
| Monte Cristo' ya dağıtımını gümrükten alacağını ama gece boyunca iskelede kalmak zorunda olduğunu söyle. | Open Subtitles | أخبر الأمير أنك ستساعده على مرورالشحنهمن الجمرك, لكن يجب أن تبقى هذه الشحنهفىالميناءليلهواحده. |
| Durum göz önüne alınırsa, gümrükten geçmenize gerek yok. Bu taraftan gelin. | Open Subtitles | لا حاجة للمرور خلال الجمرك من هنا. |
| Limanlara gümrük vergisi ödüyor. | Open Subtitles | يدفع الجمرك من أجل الموانئ، |
| Kaptan Mahir, Pinpin'in gümrükten Galip olarak geçtiğini itiraf etti. | Open Subtitles | الربان (ماهر) أعترف إلى (زيفا) أن (بينبين) عرّف نفسه كـ (غاليب) أثناء تفقد الجمرك |